Kitap Tanıtımı |
Kentin ismiyle anılan Troia Savaşı, imparatorluklardan günümüze dünyalıların ilgi odağı olmaya devam ediyor; oyunlara, filmlere konu oluyor. Troia Savaşı'nın bilinmezlikleri, Homeros ve ardıllarının betimlemeleri nice dünyalıyı düşleriyle birlikte Troia topraklarına çekiyor; her gezgin düşündeki Troia Savaşı izini arıyor. Peki bu düş sahnesinde gezginleri neler bekliyor? Akhilleus ile Hektor karşı karşıya gelecek, Troia Kralı Priamos ve karısı Hekabe kaygılı bakışlarla kalenin burçlarında bekleyecektir. Zeus'un önderliğinde tanrılar ölümlüleri kışkırtacak, kentin kaderi yeniden çizilecektir. Olympos tanrılarının nezdinde Troia yok olacak, zafer kazandığını sananlar tarafından acımasızca yağmalanacaktır; düşler sahnesinin "Eve Dönüş"ünde, zafer kazananlar tanrıların gazabına uğrayıp, Ege'nin azgın sularında yitip gidecek, koca Akha orduları başkomutanı Agamemnon evine vardığında karısı ve sevgilisinin tuzağıyla canından olacaktır; Aineias, yanan Troia'dan sakat babasını, oğlunu ve kentin kutsal eşyalarını alarak İtalya'ya kaçacak, Vergilus'un yaratıcılığıyla İtalya'da, Roma'nın kuruluşu üzerine başka bir söylence doğacaktır; Troia'dan ayrılacak günümüz gezginlerinin düşlerindeki son sahne ise kentin girişine dikilmiş tahta atın karnına girip, kameralara Akhalı görünümünde poz vermek olacaktır; düşler sahnesinin, gün batımında perdesi kapanacak, Troia yine gizemiyle, hüzünler içinde sessizliğe bürünecektir. |