Kitap Tanıtımı |
Kitap Tanıtım Yazısı:
Zamanda yolculuk mümkün mü?
Neyin bilim, neyin de bilim olmadığını nasıl anlarız?
İnsan bilinci, süper ötesi bir bilgisayara aktarılabilecek mi?
İnançlar, fikirler ya da bilimsel hipotezler nörolojik bir semptom mu?
Gelecek, Transformasyonun çağı mı olacak?
Hakikat sevdalısı iki dost: Yüksel Mert ile Ekmel Ali Okur... Bir kitap fuarı dönüşü
esnasında trafik kazası geçirip kıl payı ölümden kurtuluyorlar. Ama bu kurtuluş, onlar için yeni
bir dirilişe vesile olacak... Dünyayı değiştirecek bir projenin içerisinde buluverirler kendilerini.
Ve bunca inanılmaz değişim ve dönüşümlerin yaşandığı ortamda sorgulamaya, hakikat aynasını
parlatmaya ve "dünya barışı ve mutlu insan" misyonunu gerçekleştirmek için gerektiğinde
Trump'ın karşısında bile düşüncelerini cesurca ve özgürce ifade etmeye devam ederler...
***
Ekmel Ali Okur, Beyaz Saray'ın koridorlarından Oval Ofis'e doğru yürürken Yüksel de
başka havadaydı. Ekmel Ali Okur'dan farklı olarak Yüksel Mert, bulunduğu ortamlara daha
çabuk adapte olabiliyordu. Bir ara yine o eski görüntüleri görür gibi oldu. Koridorun sağında
tablolar vardı. Duvarlar beyazdı. Koridorun solunda ise küçük küçük dikdörtgenlerden oluşmuş
büyük pencereler vardı. Dışarıdaki bahçenin yeşil rengi pencereden çok da güzel görünüyordu.
Aniden çok kuvvetli bir görüntü ile karşılaştı. Tıpkı dışarıdaki gibi güzel bir bahçede
ayakta duruyordu. Sol tarafında, Atatürk'ün kıyafetlerine benzer bir kıyafet giymiş, alnı geniş ve
kel, köydeki Ali amcası gibi üçgen bıyıklı, orta yaşlarda bir adam koridordan geçenlerin
şivesindeki İngilizceyi konuşuyordu... |