Kitap Tanıtımı |
İnsanoğlunun bireysel yaşamdan toplumsal yaşamama geçmesiyle birlikte, fertleri toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar etrafında toplamak, toplumsal yaşamın devamı için bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak toplumsal yaşamı düzenleyen bu kuralların var olması, kuralların ihlalini de beraberinde getirmiştir. Toplumsal yaşamı düzenleyen kuralların en önemlisi trafik kurallarıdır. Ne var ki; en çok ihlal edilen kurallar da yine trafik kurallarıdır.
Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, çağdaş insanın yaşamında da önemli değişikliklere yol açmaktadır. Bugünün bireyleri, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin insanoğluna sağladığı olanaklardan azami ölçüde yararlanabilme gayreti içindedirler. Bu anlayışın doğal bir sonucu olarak pek çok insan, yaşamını kolaylaştıracak teknolojik araç ve gereçlere sahip olma çabası içerisindedir. Bu bağlamda motorlu taşıtlar da artık lüks olmaktan çıkmış, günümüz bireyleri için doğal bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Ne var ki teknolojik gelişmelerin sonuçları, bir yandan yaşamı kolaylaştırırken, diğer yandan da baş edilmesi güç yeni sorunlara neden olabilmektedir. İşte sürekli artan nüfus, sanayileşme, köyden kente göç ve en önemlisi de her geçen gün trafiğe, giderek artan miktarlarda yeni araçların girmesi, günümüzün önemli bir sorunu olarak ilgililerin dikkatlerini trafik üzerinde yoğunlaştırmaktadır. İşte bu nedenlerden dolayı; artan araç sayısının da etkisiyle ciddi boyutlara ulaşan trafik sorunlarını en aza indirebilmek için, trafik güvenliğinin ve düzenin vakit geçirilmeden sağlanması gerekmektedir.
Kara yolu trafik güvenliğini sağlamak üzere belirlenen kurallar ise hemen hemen her ülkede en çok ihlal edilen kurallar olarak karşımıza çıkmaktadır. İhlal edilen bu kuralların işlerliğini ve kurallara toplumun uyumunu sağlamanın en etkili yolu da denetim hizmetlerini üst seviyelere çıkarmaktan geçer. Trafik denetim ve düzenleme hizmetlerinin yeterli olmadığı ülkelerdeki trafik problemlerinin büyüklüğü, o ülkelerde meydana gelen trafik kazası sayısı ve trafik kazası sonucu oluşan can ve mal kaybının fazlalığından anlaşılmaktadır. Bu ülkeler genellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdir.
Kara yolu trafik kazaları, ülkemizde de her yıl binlerce insanımızın ölmesine, yüz binlerce insanımızın yaralanmasına veya sakat kalmasına ve milyarlarca YTLlik maddi zarara neden olan ve yıllardır bir türlü önlenemeyen müzmin bir yara halini almıştır. Trafik kazasına karışmama ve zarar görmeme konusunda hiç kimsenin garantisi yoktur. Trafik ve trafik kazaları, ülkeler açısından sadece ulaşım sorunu olmayıp toplum sağlığını tehdit eden temel bir problemdir. Çünkü trafik kazaları sadece kazaya karışanların sağlık ve yaşamını olumsuz yönde etkilemeyip yaralı ve ölü yakınlarının sağlık ve yaşamlarına da büyük zararlar vermektedir.
Bu bağlamda ülkemizde acil çözüm bekleyen problemlerin ön sıralarında yer alan trafik problemine etkin çözümler getirilmesi amacıyla 2004 yılı, Başbakanımız tarafından Trafik Yılı olarak ilan edilmesine rağmen bu yılda dahi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun görev ve sorumluluk verdiği kamu kurum ve kuruluşları, sorunun çözümüne yönelik ciddi çalışmalar ortaya koyamamışlardır. Bu konuda ortaya konulan tek ciddi ve kapsamlı çalışma, Emniyet Genel Müdürlüğünün 2007 yılında yürürlüğe koyduğu Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözümleri Projesidir.
Kara yolu trafik güvenliğinin geliştirilmesinde ve kazaların azaltılmasında, altyapı ve eğitim kadar hiç şüphesiz etkili denetim hizmetlerinin de büyük bir rolü bulunmaktadır. Bu nedenle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, kara yolu trafik güvenliğinin üst düzeyde sağlanabilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğüne, trafiğin denetim ve düzenlenmesi görev ve sorumluluğunu vermiştir. Ayrıca her konuda olduğu gibi trafik konusunda da eğitimin önemli bir yeri vardır. Düzenli, güvenli ve sürekli bir trafik ortamını sağlayabilmek için, bu ortamın temel unsurları olan sürücü, yaya ve yolcularla birlikte trafiği düzenlemekle ve denetlemekle görevli olanların da belirli bir eğitim düzeyinde olmaları gerekir.
Bu duygu ve düşüncelerle hazırlanan bu kitap, bir ders kitabı olması yanında; 1 Nisan 2008 tarihinden itibaren sadece trafik kazasının taraflarını ilgilendiren ve maddi hasarla neticelenmiş trafik kazalarında kaza tespit tutanağının kazanın taraflarınca doldurulacağı yeni uygulamayı ve sürücü belgesi alacak sürücü adayları için de Trafik ve Çevre Bilgisi Dersi müfredatının konularını kapsaması nedeniyle, hem tüm sürücüler için bir eğitim kitabı hem de sürücü adayları için sürücü belgesi sınavlarına hazırlık kitabı özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle kitabın, trafik alanında çalışan, trafiğe ilgi duyan ve karayolundan yararlanan herkese, trafik eğitimi konusunda önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. |