Kitap Tanıtımı |
1918-1919 yıllarında Fransızlar Çukurova bölgesini istila eder. Kuvay-ı Milliye Milis Güçleri Komutanlığı'nın bölge sorumlusu, Eşkıya Kulaksız Ömer ve adamları 27 Mayıs 1920'de Fransız orduları komutanı Menil'i esir alırlar.
Toros dağlarının uzunluğu batıdan doğuya 3755, kuzeyden güneye 745 km'dir. Yüksekliği ise en yüksek noktası olan Kızılkaya da 3767 metreye ulaşır.
Bu kadar heybetli dağların derinliğindeki faaliyetleri, üzerinde barındırdığı, beslediği hayvanları, 1800 metre yükseklikte doğan kuşun yerdeki sürüngeni kapıp havalandığı, atmacanın serçeyi, serçenin çekirgeyi, çekirgenin börtü böceği yuttuğu, doğa yasası gereği güçlünün ayakta kaldığı, güçsüzlerin yok olup gittiği bir yüksek dağ kümesidir Toros dağları.
Çeşit çeşit bitkilerin dertleri, kederleri, sevinç ve beklentileri, dağ göllerinin deli dolu coşkuları, ot kümelerinin sürekli çağırdığı türküleri, yedi yüz yaşına kadar yaşamış, daha nice yıllar yaşayacak olan ardıç ağaçlarının sevimli heybeti, gözyaşları görülür Toros dağlarında.
Bu kitap orman köylerinde, Gülek Boğazı'nda, Adana'ya giden trenlerin geçtiği tepelerin, dağında bayırında yaşayanların dertlerini, üzüntülerini, aklından geçirip de dile getiremediklerini, ağıtlarını, mistik güçlere, nazara, büyüye, uğur ve uğursuzluklara körü körüne inanmalarını, dahası akıl, sinir, felç, baş ağrısı, sarılık, sıtma gibi hastalıklara yakalananların; muskacılardan, falcılardan ve üfürükçülerden medet ummalarını hikâye eder.
Eşkıyaların dağlardaki serüvenlerini sonlandırıp, 1923'te düze indikten sonraki yürek sızlatan acıları ve sevinçleri de bütün bu hikâyenin arasındadır. |