Kitap Tanıtımı |
Şanlıurfa´da, 1994-1998 yılları arasında beş genç kız, törelere sığınan "aile meclisi infazcıları"nun kurbanı oldu... Bu olaylar kamuoyuna "Töre cinayeteri" olarak yansıdı. Rabia ve Şemse traktörün altına atılarak parçalandılar... Sevda ve Hatice kent meydanlarında "Rambo bıçakları"yla boğazları kesilerek katledildiler... Hacer, aile meclisi kararıyla en küçük kardeşinin ateşlediği "domdom kurşunları"yla öldürüldü... Ailesi tarafından Fırat Nehri´ne atılan Günül güçlükle kurtuldu... Yalnız Urfa´da mı?... Güneydoğu´nun her köşesinde, adliyelerin tozlu raflarında şüphesiz nice töre cinayetlerinin dosyaları duruyordu?.. Savunması nice Sevdalar törelerin kör bıçağı altında duruyordu?.. Savunmasız nice Sevdalar törelerin kör bıçağı altında yargılanmıştır bu bölgelerde... Nice Gönüller, Fırat´ın, Dicle´nin soğuk sularında çırpınmıştır umursamazca?.. Sevdalar, Rabialar ve diğerleri... Suçları "Sevmek" olan Urfa´lı kadınlar... Onlar yok olup gittiler, töreler ise hala yaşıyor...
Bu kitap, töre kurbanı kadınlarla, Fırat Nehri´nde üç çocuğuyla intihar eden Cemile´yi ve törelerden kaçarak sinemaya sığınan Hafize´nin ibret verici öykülerini anlatıyor.
"Bu kitap, törelerin, geleneklerin, yanlış ya, zararlı da olsa değişmemesini savunanlara bir tokat gibi... Bu kitap, ´kadın hakları da neymiş, insan hakları varken´ diyenlere, Anadolu´daki kadının çok güçlü olduğunu iddia edenlere de bir tokat gibi..."
- Duygu Asena-
(Arka Kapak) |