Kitap Tanıtımı |
Toplumsal yaşam, günümüzde meşruiyet, demokrasi ve insan hakları gibi kavramların geçtikleri yollarda yanlarına kattıkları ekonomik, sosyal ve kültürel tüm toplumsal çeşitliliği içerecek şekilde genişlemiş, politik tartışmaya açık bir ortak yaşam alanı olarak görülebilir. Bu yaşam alanı katılımcılık, demokrasi ve insan hakları gibi kavramlarla birlikte anlamlandırılıp şekillendirilmedikçe bir baskı unsuru olma tehlikesi taşır. Dolayısıyla bu kitap, içinde bireylerin hem kamusal hem de özel meseleler bakımından birbiriyle eşitlikçi ilişkiler kurduğu bir 'toplumsal yaşam' anlayışının ve bu doğrultuda kapsayıcı ve bütüncül bir 'toplumsal yaşama katılma hakkı' iddiasının peşine düşmüştür. Kitabın ilk iki bölümünde, toplumsal yaşama katılma hakkının, kamusal alan ile özel alanların çarpışmasıyla belirginleşen kuramsal temellerinden başlayarak anlamı, kapsamı ve sınırları ele alınır. Son bölümde ise hem toplumsal yaşama katılma hakkının bileşenlerini oluşturan hak ve özgürlüklerin uluslararası düzlemde ayrı ayrı korunmasına ilişkin Birleşmiş Milletler mekanizmaları hem de bu mekanizmaların toplumsal yaşama katılma hakkının bir bütün olarak korunması yönündeki belirgin eğilimleri değerlendirilir. (Tanıtım Bülteninden) ) |