Kitap Tanıtımı |
Bayburt’ta kaldığımız zaman, her yaz köylerimize gider, okul zamanı dönerdik. Benim en önemli eğlencelerim ise, köpeğim Beyaz, gıdıklar (Oğlak), kuzular ve Danalar (buzağı) idi. Hayvanlarla çok iyi geçinirdim. Hiçbir köpek tarafından ısırılmadım. Hiçbir hayvan beni tepmedi ve süsmedi. Altı yedi yaşında, atın gemini ağzına takmayı, eğerlemeyi, kolanlarını sıkmayı biliyordum. Mam Köyü ile Bayburt’un arası tam on kilometredir. Ata biner, şehre iner, atı hana bırakır, siparişleri alır ve köye akşam vakti dönerdim. TİLMAÇ hikâyesi aynen yaşanmış bir hikâyedir. MURAT, Londra Harot mağazasında rastlayıp satın aldığım bir at modeli üstüne yazdığım hikâyedir. DORAT ise anne dedem Mustafa Okutmuş’un efsane olmuş atıdır. Bu atla ilgili şiirler vardır. TAYYARANKA efsânevi bir kurgu ürünüdür. Babür Şah’a ait hikâyemizdeki attır. ALA ŞAHİN, Yahya Kemal Beyatlı’nın bir yazısında okuduğumuz, 'Türk Müslümanlığı' kavramından yola çıkarak, 'Türkün Atı nasıl olmalı?' sorusuna cevap niteliğinde yazdığımız bir kurgulamadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |