Kitap Tanıtımı |
- Yüksek yargı kararları
- Görev
- Yetki
- İspat
- Bilirkişilik
- Temerrüt
- Zaman aşımı
- Fahiş cezai şart
(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve En Son Değişikliklerle, İlgili Yasalar İncelenmiştir.)
Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez. (TTKMADDE 22-)
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir.
Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.'' hükmü uyarınca hakim fahiş gördüğü cezaları tenkisle mükelleftir.
Yargıtay'a ğöre, Tarafların şirket ortağı olup, tacir olduklarının iddia edilmediği ve davalının cevap dilekçesinde protokolde kararlaştırılan cezai şartın fahiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu savunması karşısında, mahkemece cezai şartın fahiş olup olmadığı takdir edilip, fahiş olması halinde tenkise gidilmesi gerekir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
6335 sayılı Yasa'nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK'na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 4.maddesinde;
"...Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın:...(3.) Borçlar Kanunu'nun, ...rekabet memnuiyetine dair 348 ve 352,...maddelerinde;...tanzim olunan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır."
hükmü bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 5.maddesine göre ise :
"Ticari davalara bakma görevi ticaret mahkemelerine aittir." 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesi, bir davanın ticari dava niteliği taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde üç ayrı kıstas öngörmektedir:
Bunlardan ilki, anılan Kanun'un saydığı belirli hükümlerde düzenlenen hususlarla ilgili davaların başka hiçbir şart aranmaksızın mutlak olarak ticari dava sayılması; ikincisi, bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi; üçüncüsü ise, ticari iş kavramından faydalanılarak ticari dava niteliği tanınmasıdır.
Bu çalışmada ticari davalarda, cezai şart incelemesi, Yargıtay İçtihatlarıyla araştırılmıştır.
Bu çalışmada,
¬Birinci Bölümde; Tasarım ve Kavramlar
¬İkinci Bölümde; En Yeni ve Güncel Yargıtay İçtihatları incelenmiştir.
Uygulamada, Ticaret Mahkemesi dosyalarına sunulmuş,en az 15 yıl ve daha uzun süredir bilirkişilik görevini icra eden uzman raporları, konularına göre tasniflenerek çalışmaya eklenmiştir. |