Kitap Tanıtımı |
kalbinde gedik açılan,
gedikten içeri canhıraş dalan sömürgeci ordunun
çivili nalları altında kaldı,
ama bunu anlamadı.
gedikten içeri dalan ordu,
ona ter-ü taze bir dilberin dudağından parlayan
berrak ay gibi göründü
ya da tepelerin en tepesine doğan güneş
elektrikten kandillerin yanında sönük kaldı.
ordu gedikten dalınca, fetih ülkesini keşfe çıkınca,
pervanecik o en büyük cengaver,
omuzları samanyolları ile donanmış
ve samanyollarından daha büyük bir nefesle,
gediğin açıldığı kallbi,
o en geniş ülkeyi savunmak için aşkla döndü
cansız serildi ordunun önüne.
ama kalbinde gedik açılan bunu hissetmedi
gediği de nasıl hissetmediyse.
sömürgeci oru, gedikten belli belirsiz
bir hızla geçip ilerledi,
ethin görkemli gücü ve ülkenin
bilmediği bir yenilgiyi çığlıklar içinde
neşeyle kabullenmesiyle. |