Kitap Tanıtımı |
Tahmincilerin söylediklerine göre, 21 yüzyılın parlayan yıldız mesleklerinden biri pazarlama olacaktır. Bunu doğrulayıcı gelişmeler de var. Pazarlama teorisinin uygulama alanını giderek genişletmesi; mal ve hizmetler dışında kar amaçsız örgütlerin; hayır kurumların, kamuoyu yararına faaliyet gösteren vakıf ve dernekelerin, sivil toplum örgütlerini benimseyerek faaliyetlerini yeni baştan düzenlediklerine tanık olunmaktadır. Öte yandan demokrasi açılımının bir sonucu olarak devlet kurumlarının yurttaşları birer müşteri olarak algıladıkları, faaliyetlerini bu kavram üzerine oturtmaya çalıştıkları ve ulusların da kendilerini pazarlama yolunda ciddi adımlar atmaya başladıkları görülmektedir. Bütün bu gelişmelerdeki itici güç, geniş anlamıyla, rekabettir. Gezegenimizdeki tüm ülkeler, dolayısıyla uluslar, etnik gruplar, farklı kültürler, büyük-küçük tüm ekonomik gruplar ve işletmeler, sivil toplum örgütleri, eğitim-öğretim kurumları, farklı çıkar grupları ve siyasi partiler birbiri ile yarışıyor. Bu yarışma kendiliğinden değil, hayatta kalabilmenin, varlıklarını sürdürebilmelerinin ve gelişebilmelerinin bir gereği olarak ortaya çıkan bir olgudur. Bu yarışmanın gelecekte daha da artacağına dair ciddi sinyaller var. Böyle bir ortamda kar amaçlı olsun olmasın, tüm örgütlerin ayakta kalıp gelişebilmeleri, toplumsal refahla birlikte iansanların mutlu bir hayat sürmelerine bu da yeniden üretimin yeniden gerçekleşmesine bağlıdır. Yeniden üretim gerçekleşmediği sürece, insanların iş bulmaları, gelirlerini arttırmaları ve böylece sağlıklı bir toplum yaratmaları mümkün değildir. Yeniden üretim ise, yeni ihtiyaç, istek, arzu ve beklenti yaratmaktan geçer. Pazarlama, işte bu yaratıcılık misyonunu üstlenen bir bilim ya da sanat dalı olarak büyüme ce gelişmenin motorunu sağlamaktadır. Pazarlamanın geleceğin mesleği olmasının bir nedeni de budur. |