Kitap Tanıtımı |
Bu çalışmamızın ana kuralını şu şekilde koyabiliriz; bireyler, haberleşme özgürlüğünün serbestçe kullanılabileceğine inanmalı, düşüncelerini bu yolla başkaları ile paylaşabilmeli, özel, aile ve meslek hayatlarını serbestçe yaşayabilmeli ve düşünce açıklamaları ile başkalarına kapalı tuttukları hayat alanlarındaki faaliyetleri sebebiyle takip edilmemeli, dinlenmemeli, izlenmemeli ve fişlenmemelidir.
Ana kural bu olduğuna göre, istisnalarının da keyfi olmaması ve olabildiğince sınırlı, kesin kurallarla tanımlanmış ve somut zorunluluklarla başvurulan tedbir ve uygulamalardan ibaret olması gerekir.
Telefonların dinlenmesi ve bireylerin izlenmesi tedbirlerine ilişkin şartların sıkı bir şekilde denetlenmemesi ve amacından sapılmak suretiyle bu tedbire başvuru yolunun kolaylaştırılması, zaman içerisinde Ülkemizi "korku ülkesi" haline getirebilecektir.
Bu nedenle, suç işleme şekil ve imkanlarının başdöndürücü bir şekilde değiştiği ve geliştiği bir ortamda, elbette "silahların eşitliği" ilkesi uyarınca bilim ve tekniğin ışığı altında delil toplama yol ve yöntemlerinin hukuk kuralları ile düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak bu düzenlemelerin içerikleri ve uygulamada kullanılma şekilleri amacından sapmamalı, "hukuk devleti" esası çerçevesinde demokratik bir toplumda duyulan somut zorunluluklar gereğince kanunlarla sınırları iyi ve açık çizilmeli, yetkinin kötüye kullanımının karşılığı olan yaptırımlar kabul edilmeli ve en önemlisi yetkiyi kötüye kullananlar hakkında tatbik edilmelidir.
Toplum düzen ister, düzen hukuku gerekli kılar, hukuku ilke ve kurallar oluşturur. Amaç, kişi hak ve hürriyetlerinin geniş, eşit, sürekli olarak, adalet çatısı altında kullanılabildiği yaşanabilir bir ülkeye sahip olmaktır. |