Kitap Tanıtımı |
Gövdesinde, alt yanları silik Arap harfleri ile, üst yanı Latin yazısı ile Mahmudiye yazan bir yelkenlinin güvertesi sahnedir; o sahnenin sağ ön köşesindeki sıralarda dört öğrenciye, genç bir öğretmen ders vermektedir.
Öğretmen: Çocuklar, bugünkü ilk tarih dersimiz, geçmiş yüzyılın zorlu savaş ve ona bağlı göçleri olacak.
(Parmak kaldıran öğrencisine yönelen öğretmen, erkek öğrencisi Elbruza söz verir.)
Söyle Elbruz, neyi sormak istedin?
Elbruz: Öğretmenim, savaş ve göçler, atalarımızın göç trajedisini anımsattı. Bize o konuda bilgi verebilir misiniz?
Öğretmen: Evet Elbruz, böyle bir konuya ilgi duymuş olman çok hoş; bugün bu konuyu enine boyuna irdeleyeceğiz.
Albuzbey
İyi ve sevilen bir dansöz olabilmek için, senkronize çalışabilecek müzisyenlere gerek vardı. Genç rakibeleri ile başa çıkabilmek için uyumlu çalıştırılabilecek ve rahat yönetilebilecek müzisyenleri bir araya getirmeye çalışan Tayyibe, sahneyi onunla paylaşacak olan uvertürleri de, kendisi seçmeli idi. Böylece çevresinin kontrolünü eline alan Tayyibe, çok gür ses çıkarıp izleyiciyi coşturabileceğini düşündüğü davulla zurnayı baş enstrüman yaptı. Daha sonra, Batı kültürü ile uyumlu olabilmek için, keman, klarnet, cümbüş ve darbuka gibi klasik sazlara da yer verdi ama yeterli olamayınca caz enstrümanlarına da yönelmek zorunda kaldı. Yerel folklorun yanında, Doğu müziği ile Batı müziğini de birleştirip, acayip bir orkestrayı usta bir şef gibi yönetmeye çalışan Tayyibe, yine sahnede en çok göbek atıp gerdan kıran, yetenekli oryantal bir dansöz olarak ün yapmalı ve o ününü sürdürmeliydi. O zaman bu başarısının karşısında hiçbir rakibesi asla duramazdı.
Tayyibe Dansöz Oluyor |