Kitap Tanıtımı |
M. Öztürk, Kur'an'daki bu dilin asla vahiy mahsulü olamayacağın; yılllar yılı Kur'an'ın Mekkeli bir kaç müşriğin hikayesiyle meşgul olduğunu Taif, Hicaz, Mekke ve Medine havzasına hitap etme dışında evrensel bir dili olmadığını; dolayısıyla National Geographic kadar bile bir bilgi veremeyen bu çapsız dilin ve muhtevanın Allah'a ait olamayacağını ve bunu Muhammed'in bir tür Hermesçi bir yorum anlayışıyla beşeri bir dille ifade ettiğini ve de Allah'ın öyle söylediğini ve böyle tercüme etmesi gerektiğine kendisi karar verdiğini söyleyerek Kur'an ayetlerini yalanlamış olmaktadır. Peki, bu iddiaya göre M. Öztürk, Kur'an'ın “asla önünden ve ardından kendisine batıl gelmeyeceğini” (Fussilet:42) söylemesini neyle açıklayacak? Hâşâ onu getiren Rasul ve Nebi ona beşeriliğini katmış ve kendisini Allah'ın adına konuşturmuşsa bu ayetin bir anlamı kalıyor mu? (Tanıtım Bülteninden) ) |