Kitap Tanıtımı |
Resmî tarih sadece yalan ve uydurmalardan ibaret bir tarih anlatımı değildir. Resmî tarih, tarihte olmamış bir olayın varmış gibi sunulması da değildir. Yine resmî tarih, basitçe tarihin çarpıtılmasına da indirgenemez; fakat -daha da kötüsü- bunların tümünü kapsar; aşar. Aksine resmî tarih -ve böylesi bir tarih etrafında kurgulanan resmî ideoloji, resmî söylem- tam da gerçekte olan(olaylardan)dan yola çıkar. Resmî tarihi resm-i tarihten ayıran temel fark da işte bu noktada kendini gösterir: Tarih (bilimi) tarihin resmini çekmekle ilgilenirken resmî tarih, tarihin kendi bağlamı içinde değil, bugünün siyasal ihtiyaçları, tartışmaları, söylemleri içerisinde yorumlanmasıyla şekillenir. Tarihte olmuş bir olay resmî tarih haline getirilirken, bugünün reel politiği çerçevesinde işlevselleştirilir. Tarihte bahsedilen olay artık kendi bağlamından kopartılmış, bugüne eklenmiştir: İncelenen konu, bugünün siyasal tartışmaları bağlamında tarihten verilen bir örnek, bugünün siyasal tartışmalarını destekleyen tarihî bir kanıttır artık. Geçmişi bugünün ihtiyaçları çerçevesinde kurar; dünü bugün(ün tartışmaları) içinde işlevsel hale getirerek bir ibret söylemi içinde tanımlar resmî tarih.Resmî tarihçi için çalıştığı konuyu anlamak diye bir dert de yoktur; incelenen tarihsel olay bugünün tartışmalarının eski tarihlerde yaşanmış bir örneği, geçmişin bugüne yansıyan bir uzantısıdır artık. Bu, resm-i tarihi bir anlama, açıklama, bir analiz çabası olarak tanımlarken, resmî tarihi bir kurgu, kurmaca, bir tarihin inşâsı süreci |