Kitap Tanıtımı |
"Tarihi, kendini oluşturan somut olayların cereyan ettiği zaman dilimlerinde yakalamak olanaksızdır; çünkü tarih biraz da akıp giden zamanın gelecekteki öyküsüdür..." Bu satırları nerede okuduğumu, kimin yazdığını doğrusu anımsamıyorum. Bir kenara not etmiştim. Yazı masamın çekmecelerini karıştırırken yeniden bulunca sevindim. Bir kağıt parçasının bir köşesine özensiz biçimde çiziktirilmiş bu satırlardan etkilendiğim anlaşılıyor. Nitekim bu kitabımın adını koyarken bu satırlardan esinlendim; onların anlamı bu kitabın çerçevesini belirledi denebilir.
Tarihi yaşarken bir yakalayabilsek, gerçekten ne güzel olurdu!
Ama imkansız diye de kaderciliğe saplanacak değiliz.
Çünkü tarihten ders çıkarmak da var! İlle "yaşayarak öğrenmek" gerekmiyor çağımızda. Tarihi iyi bilmek, tarihi bilincine sahip olmak, tarihten ders çıkarabilmek, günümüze ve geleceğe ışık tutabilir; demokrasi ve insan hakları yolunda bizi yanılgılardan koruyabilir.
Karadenizli bir vatandaş idama mahkum edilmiş. Sehpada ilmik boynuna geçirilirken sormuşlar, "Son arzun nedir?" diye, "Bu bana ders olsun" demiş...
İyi kötü yürütmeye çalıştığımız demokrasimizin elli yıllık tarihini anımsadıkça, aklıma bu fıkra gelir. |