Kitap Tanıtımı |
"Uzun süre cezaevinde yatmışlarınız bilir, yatmamışlara da biz anlatalım: Cezaevinden çıktıktan sonraki birkaç gün eski mahpus sokakta doğru yürüyemez, sık sık tökezler. O kadar ki o günlerde sokağa çıkmaktan çekinir. Çünkü sokaklar onun cezaevi avlularında, koridorlarında alıştığı gibi dümdüz değildir. Kabarır, yükselir, eğilir, sapar, küçüklü büyüklü taşlar, aniden açılan çukurlarla şaşırtır. Ayağı takılır, kayar, partisyonunu iyi ezberlememiş bir müzisyen gibi eli ayağına dolanır. Kimse avluda volta atarkenki gibi onunla uygun adım yürümemekte, oradan buradan çıkıp üstüne gelmektedir. Kızıp, küsüp eve kapanır mahpus.
Bazen düşünüyorum, acaba siyasetçisinden CEO`suna, akademisyeninden kurmayına bütün bir iktidar erbabının üzerinde meydancılar tarafından gıcır gıcır parlatılmış o meclis, kışla, genel müdürlük holleri, toplantı salonları da benzeri bir kodes etkisi mi yapıyor?
Sistemin onlar için dümdüz ettiği yönetim katlarından, alanlarından bu yüzden mi sokağa biraz korku, biraz nefretle bakıyorlar?
Bu yüzden mi sokakla bu kadar az ilgili, sokağa bu kadar uzaklar?
Evet, iktidar avatanjlı konumunun hapishanesinde kireçlenirken, biz sokakta her karşılaştığımız, takıldığımız soru işaretine bir cevap arıyoruz.
İşte bu yüzden sokak!" |