Kitap Tanıtımı |
"Kadın ne zaman kadın olduğunu düşünür? Tır şoförüyken mi, yatakta mı, mutfakta mı, inşaatta mı, çocuk doğururken mi? Bir kedi, kedi olduğunu düşünür mü ki, kadın bunu düşünsün. Mecbur kalırsa, insan olduğunu düşünsün tabii... Evcilik oynamadım, misket oynadım. Yanlış doğmadım, hepsiyle doğdum. Sonra hayat şantiye tozuna soktu. Banu abi oldum. Birkaç şey öğrendim. Mesela şunu düşündüm: İnsanın kendine tahammülsüzlüğüdür tadilat, huzursuzluğudur. Esas değiştirmekten korktuğunu yapamamak, görmemektir. Acıklı bir yerleşik olma gayretidir. Dursa düşünse yapacağını, yıkıp dökerek yapmaya çalışır. Ekler, çıkarır, hep daha eksik olur. Acıklı bir yerleşik olma gayretidir. Kendini üretken hissetmenin yalan yoludur. İnşaat, 'büyük işler' yapmanın en görünür kolay yoludur. Kolay olduğu için değil, öyle sanıldığı için. Erkekler de doğurabilseydi buralarda, belki kurtulurduk fazlasından. Olana iyi bakardık belki. Eskidi diye daha çok severdik. Eskiyi yeni tutardık. Belki.
Kimse bize güzel hatalar yapmamızı öğütlemedi.
Çirkin doğrularla öğrendik ne öğrendiysek." |