Kitap Tanıtımı |
Arap Baharı'nın Türkiye'ye en büyük faturası Suriyeli sığınmacılar...
Ülkemizde sayıları 3,5 milyona yaklaştı...
Nüfusları yüksek doğum oranıyla hızla artıyor...
Kilis'teki sığınmacı nüfusu, yerli nüfusun önüne geçmiş durumda...
Mazlumlara her zaman elini uzatan Türk milleti, Suriye'de savaştan kaçan sığınmacılara kucağını hiç düşünmeden açtı.
Pıtrak dikeni gibi Türkiye'nin her bir köşesine dağılan Suriyeliler; yarı aç yarı tok yaşamak zorunda kaldılar, dilencilik yaptılar, ucuz iş gücü olarak kullanıldılar, fuhuş bataklığına sürüklendiler. Madalyonun öbür yüzünde ise Suriyelilerin kurduğu organize suç şebekeleri var.
Krizin başlarında "etkilenen" konumunda olan Suriyeliler, 2011'den sonra Türkiye'nin toplumsal denklemi içerisinde önemli bir "etkileyen" konumuna geldiler. Tıpkı Afganların ülkelerindeki savaştan kaçarak Pakistan'a göç etmeleriyle başlayan süreçte olduğu gibi...
Sığınmacıların Türkiye'de geçirdiği yedi yıl içinde ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunların büyüme eğilimi, küresel oyun kurucuların fazlasıyla işine geliyor.
Türk toplumu, sığınmacılar üzerinden siyasal, ekonomik, kültürel, etnik ve mezhepsel açıdan ne kadar çok erozyona uğratılırsa, ne kadar çok ayrıştırılıp parçalanırsa bu durum, o kadar çok küresel oyun kurucuların çıkarlarına hizmet edecek.
Gelinen noktada "Suriyeli Göçü" Türkiye için bir ulusal güvenlik ve gelecek tehdidine dönüştü.
Kitapta, Türkiye'nin önündeki bu tuzağa dikkat çekiyoruz! |