Kitap Tanıtımı |
SÜRGÜN RUHUN RÜYA DEFTERİ
Bir kentin uzantısından başka nedir ki bir ruh?
Yıllar önce işlediği bir günahla kirlenen ruhunu zamanla, hem de
zamanın ta kendisiyle arındırmaya çalışan çaresiz bir adam;
dönüştükçe değişen, değiştikçe yıkılan bir ömür; Ortadoğu'dan Orta
Asya'ya, Uzakdoğu'dan İstanbul'a uzanan çarpıcı bir hikâye...
YKY okurlarının Magda Döndüğünde ile tanıdıkları Ömer F. Oyal, Sürgün
Ruhun Rüya Defteri'nde mucizeyle sınanmış lanetli bir adamın tedirgin sesine
kulak veriyor: "Dilin zamanlarüstü yasası"nın izinde, zaafların ve erdemlerin,
iyi'lerin ve kötü'lerin ötesine bakıyor... Yerini yadırgayan bütün ruhlar için.
Uçuruma doğru giden atın üzerinden bir türlü atlayamazsınız. Felaketinize
yapışmışsınızdır. Günahına tutkuyla sarılmak... O zamanlar, günahı
onarmak üzere bir hayatı inşa etmeyi anlamıyordum henüz. Sadece
ürperdiğimi biliyorum. O rahibin kendini suçlu hissetmesinin ululuğu ve
benim boş vermişliğimdeki sefil zavallılık. İki ruh arasında fark bu kadar olur!
O merdivenlerin başında gerçekten utanmıştım. Utanç, ruhu olgunlaştıran
yağmur gibidir. Utanç hissetmeyen bir ruhun arınması mümkün değil. Utancı
acı, acıyı çaresizlik, çaresizliği yine utanç izler. Böylece kavrula kavrula
arınıp yavaş yavaş başka birisi olursunuz. |