Kitap Tanıtımı |
Bir Jöntürk yayını, 117 sene sonra ilk defa günümüz Türkçesi ve orijinal kopyası ile bir arada yayımlanıyor.
1876 senesi Osmanlı tarihinin en zorlu yıllarından biri oldu; devlet resmi iflasını açıkladı. Osmanlı tahtı bir sene içerisinde üç padişah gördü; imparatorluğun dört bir yanında isyanlar baş gösterdi ve büyük bir mağlubiyetin ardından Rus orduları Yeşilköye kadar geldi. İşte imparatorluğun bu en buhranlı günlerinde otuz üç yıl boyunca iktidarı elinde bulunduracak, Osmanlı tarihinde yeni bir çağ açacak, karar ve icraatlarının etkileri günümüze değin ulaşacak olan Sultan İkinci Abdülhamid Osmanlı tahtına çıktı.
Sultan Abdülhamidin, devletin idaresini tamamıyla kendi eline alması ve iktidarını sağlamlaştırması için öncelikle gerek Midhat Paşa gibi amcasını tahtından eden ve reform taleplerinde bulunan gerekse de tahta çıkmasında kendisine yardım eden eniştesi Mahmud Celaleddin Paşa gibi isimlerden kurtulması gerekiyordu. Netice olarak da başta Midhat Paşa, Mahmud Celaleddin Paşa ve Sultan Abdülazizin hal fetvasını imzalayan Şeyhülislam Hayrullah Efendi gibi isimler, Sultan Abdülazizin katilleri olarak gösterilerek önce idamlarına karar verildi sonra da Taif Kalesine hapsedildi. Sultan Abdülhamid, tüm muhalefeti susturmaya çalışırken yıllarca amcasını uğraştıran Jöntürkler, bu sefer de ona cephe almaya ve onun aleyhine çalışmaya başladılar.
İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, Sultan Abdülhamidin en büyük muhalifi Jöntürklerin 1896da Cenevrede yayımlattıkları bir risaledir. Risalenin yazarı ise Sultan Abdülhamidin Taif Kalesine hapsettiği mahkûmlardan biridir. Midhat ve Mahmud Paşaların üç yıldan fazla bir süre Taifte çektikleri eziyetleri, uğradıkları suikastları ve nihayet acı bir şekilde can vermelerini bire bir görmüş olan bu Taif mahkûmu, tüm yaşananları ayrıntılarıyla kaleme almıştır. Sultan Abdülhamidin muhalifleri olan ve Midhat Paşayı Hürriyet Şehidi olarak gören Jöntürklerin bir yayını olan bu risale, ilk defa olarak günümüz Türkçesi ile yayımlanmaktadır. |