Kitap Tanıtımı |
Süleyman Çelebi, çocuk işçilikten, DİSK Başkanlığına giden yolu başarıyla yürümüş bir işçi önderi. 1960'larda işçi sınıfı hareketi yükselirken, fabrika işçisi olarak yaşama atılmış, o günlerin duyarlıklarını yüreğinde duyumsamış, yıllarını grev çadırlarında, fabrika tezgâhlarında, direnişlerde ve eylemlerde geçirmiş bir sendikacı.
12 Eylülün en ağır faturasının çıkarıldığı DİSK'in 28 yaşındaki Örgütlenme Daire Başkanı Süleyman Çelebi, dört yıllık cezaevi sürecinde işçi sınıfı ve eylemlerini kararlılıkla savunan ekibin içinde yer almış biri.
DİSK'in yeniden açılış sürecinde, yaşanan baskılara karşı koyarak örgütlenme çabasına girenlerden olan Çelebi'nin yaşamı yakın tarihimizin de bir yansıması.
Elinizdeki çalışma, bir işçi önderinin yaşamını sendikal savaşımı çerçevesinde ele alırken, ülkemizde son 50 yıldır yaşananlara da ayna tutar niteliktedir.
Ben emeğin yanında bir yaşam seçtim. Zordu ama büyük bir heyecan hissettim içimde. Kemal Türkler'i, Abdullah Baştürk'ü, Kemal Nebioğlu'nu, daha nice dürüst, devrimci, yüreği işçiler için atan sendikacıları tanıdım. Türkiye'nin her yerinde özveriyle çalışan sendikacıları tanıdım; yoksuldular ama onurluydular. Devrimci ve umutluydular. Birlikte meydanlarda taleplerimizi haykırdık, grev çadırlarında çay ve sigara eşliğinde soğuğa direndik. Türküler söyledik birlikte, güldük, ağladık, dertlerimizi paylaştık. Ruhumun köklerine sindi onlar. |