Kitap Tanıtımı |
Sükût sûretinde
Çok koyu düşer ses
13 yıl gibi uzun sayılabilecek bir zaman dilimi sonunda çok koyu bir ses düştü herşeyin üstüne: Sükût Sûretinde. Nuri Pakdil ustamızın yazdığını biliyorduk (çünkü o, bir an olsun yazmadan duramazdı), ancak yazdıkları ne zaman biz okurlara sunulacak, doğrusu kendisini tanıyan herkes gibi sessiz bir merak içindeydik. Sonunda merakımızı giderici, dahası Pakdilin yazdıklarıyla karşılaşma müthiş bir heyecana dönüştü. Sözcüğün uzun kavlinden / Bütün yönler silme Mekke iklimine coşkuyla kapanırken, Dört Halife Yürüyorlar kolkola / Ebubekir Ömer Osman ve Alinin yeryüzüödevinin benliğimizde ne kadar karşılığı olduğunun kıyaslanmasına girdik ister istemez: Bu kadar ayak / yürür Devrimde. İkişer dizelik 33 tane şiirsel metinden oluşan Sükût Sûretindenin Edebiyat Dergisi Yayınlarının ilk kitabı olarak adlandırılmasını doğrusu ben biraz yadırgadım: Böyle yapılmakla Nuri Pakdilin kitapları dahil, Edebiyat Dergisi Yayınlarından çıkan önceki kitaplar bir anlamda ret veya inkar edilmiş olmuyor muydu? Doğrusu anlam veremedim.
Şiirsel metinlerin (başka nasıl tanımlanabilir bilmiyorum) hepsinin birer dipnotu var, kaçıncı kez yazılışını belirten. Yatar Kalkar Sorardım adlı şiirsel metin yedinci yazılışında, Rüyalar hep renkli mi / Yapılıyor ki anneye ulaşırken, Tohumlar adlı şiirsel metin, üçyüzseksen yedinci -evet yanlış okumadınız: 387. yazılışında- Atılacak bir sonraki adım ka- / dar güzeldir sessiz tek gece bileye ulaşıyor. Okur olarak, ve biraz da Pakdilin -dil konusunda olduğu gibi her konuda da- titiz ve olguları derinden kavrayan bir yapıya sahip olduğunu bilen birisi olarak, Sükût Sûretindeki şiirsel metinlerin yazılış sayılarının en az iki katı kadar bir okuyuş sayısını yakalamalarını okurlarımıza öneriyorum. Ayrıca, kitabı yayına hazırlayan ve titiz işçiliğini kitaba yansıtan Necip Evliceyi kutluyorum. |