Kitap Tanıtımı |
Hiçbir suçun kanıtlanamadığı, adaletin tamamen işlevsiz kaldığı bir dünyada yaşasaydık ne olurdu? Yapay zekâ atılımıyla birlikte, 'deepfake' denilen yöntemle üretilen sahte içerikler, gerçeklerinden ayırt edilemez hale geliyor. Sadece kamera kayıtları değil hiçbir parmak izi, ses kaydı veya DNA kalıntısı delil olarak sayılamıyor. Artık suçluyu suçsuzdan ayırmak imkânsız. Sonuç ne mi? Faili meçhul cinayetlerin, yağmaların, gaspların normalleştiği, çetelerin hüküm sürdüğü şehirler… Orman kanunlarının hükmü altına girmiş, çırpınan bir medeniyet. 2028 İstanbul'unun bu ortamında Siber Suçlarla Mücadele Şubesi Başkomiseri Kubilay Arıca, kökü yıllar öncesine uzanan bir suçu çözmeye çalışıyor. Kaos devriminin fitilini kim veya kimler ateşledi, hedef neydi? Medeniyet eski haline dönebilir mi, yoksa sonsuza kadar her şey değişti mi? Suçun Altın Devri: Distopik bir yakın gelecek polisiyesi. (Tanıtım Bülteninden) ) |