Kitap Tanıtımı |
Roman kişilerinin ağzıyle kendi düşüncelerini açığa vurmak, Dostoyevski`nin en büyük sanat özelliklerinden biridir. Meyhanede, bir subayla bir öğrenci arasında geçen ve Dostoyevski`nin daki başlıca felsefesinin yansıtan konuşma, aynı zamanda Raskolnikov`un, içinde çırpındığı sosyal çelişmeyi çözmek için gördüğü biricik çıkar yoldur.
Raskolnikov`un, adeta bir cankurtaran gibi dört elle sarıldığı, bütün varlığıyla e benimsediği bu çıkar yol şuydu:
... Bir yanda budala, anlamsız, önemsiz, ters, hastalıklı, kimseye faydası olmayan; tam tersine, herkese zararı dokunan, niçin yaşadığını kendisi de bilmeyen, yarın nasıl olsa kendiliğinden ölecek olan bir kocakarı var...
Öte yanda da, yardım göremediklerinden boş yere ziyan olan, genç, körpe güçler var... Hem bu gibileri binlercedir... Kocakarının manastıra adadığı parayla yapılması ve düzeltilmesi elde olan binlerce hayırlı iş ve teşebbüs var... Kocakarıyı öldür, parasını al, sonra da bu parayı bütün insanlığın, herkesin yararına harca. Ne dersin, yapacağın binlerce hayırlı işle bu küçük cinayet unutturulmamaz mı? Bir hayırlı ölüme karşı binlerce hayat... Bu bir hesap işi...
Raskolnikov bu düşünceleri ilk defa duymuyordu. Bu ve buna benzer düşünceleri adım başında, üniversitede genç arkadaşlarından duymak fırsatını birçok kez elde etmişti...
Fanatik Dostoyevski için, bu karşılaşma, bu rastlantı, olsa olsa, "kaderin bir işareti, bir kararı" olabilirdi. |