Kitap Tanıtımı |
Bir haydut çetesi duyulmamışbir cesaret ve benzerine rastlanmamış bir küstahlıkla meyhane ve hanlara saldırmış, asillerin görkemli evlerini ateşe vermiş, yemliğinden öküz, harasından aygır kaçırmıştı. Eşkıyalar her yerdeydiler ve hiçbir eyrde yoktular. Bir gece Clanius nehrinin yanındaki bataklıkta gizlendiklerinden şüpheleniliyordu, şu Verginia tepelerindeki ormanların arasından akan Clanius nehrinin. Askerler, daha küçük kasabalardan toplanan adamlarla oluşturulan bölükler üzerlerine yollandı; fakat ya askerler firar etti ya da onlar da haydut çetesine katıldılar; çünkü geriye dönen olmadı. Sayıları günden güne arttı, korku ve hayranlık uyandırdılar; hayata saygı duymadıkları ve ölümle eğlendikleri için halk seviyordu onları."
Arthur Koestler'in başyapıtı sayılan üçleme ilk olarak Spartacus ile başlar, Gün Ortasında Karanlık ve Geliş ve Gidiş ile devam eder. Üçlemenin bu ilk kitabında insan gelişiminin tüm idealleri ayrıntılarıyla işlenmiştir. Bu kitap kitlesel bir devrim hareketinin başarısız oluş hikayesidir. Hikaye ayrıcalıklı elit tabakanın kişisel çıkarları ile kitlelerin kişisel çıkar çatışmalarını resmederken düzen ve vatanseverlik adı altında işleyen tek bir temel kanundan bahseder. Kanun çok basittir: "Ya sen öldürürsün ya da ölürsün"
Roma İmparatorluğu tarihinin bu büyük destanını, Arthur Koestler'in kaleminden okumak, tarihin gizemli kapıları arasında yapılan yolculuğu günümüzün tüm tutku ve hırslarıyla buluşturuyor. |