Kitap Tanıtımı |
'... Ancak bununla Montesquieu’nun çalışmasının, modern bilimlerin eksiksiz bir şekilde kanıtlamış olduğu teoremleri kabul eden birçok önermeyi kapsadığını söylemeye çalışmıyorum. Toplumların doğasını keşfetmek için ihtiyaç duyduğumuz araçların neredeyse hiçbiri Montesquieu’nun yaşadığı dönemde yoktu. Târih bilimi o zamanlar çocukluk dönemindeydi ve yeni yeni gelişmeye başlıyordu. Gezginlerin uzaklardaki toplumlara ilişkin anlattıkları hikâyeler oldukça azdı ve güvenilir değildi. Ayrıca belirli bir yöntem çerçevesinde hayâtın çeşitli olaylarını (ölümler, evlilikler, suç vs.) sınıflandırmamıza olanak sağlayan istatistik bilimi o zamanlar kullanılmıyordu. Bunun yanı sıra toplum, bizimkine benzer, kendine özgü bir ruha sâhip, yaşayan büyük bir canlı organizma olduğundan dolayı insan aklı ve onun oluşturmuş olduğu yasalar, toplumsal yasaları daha doğru bir şekilde algılamamıza yardımcı olmaktadır. Oysa geçtiğimiz yüzyılda bu tür çalışmalar yalnızca başlangıç aşamasındaydı. Lâkin bilime katkı yapmanın tek yolu, tartışmasız gerçeklerin keşfi değildir. Bilimin kendi nesnesinin, doğasının, yönteminin farkına varmasını sağlamak ve üzerine kurulacağı temelleri hazırlamak da aynı ölçüde önemlidir. Montesquieu’nun bilimimize yapmış olduğu katkı da işte tam olarak budur. O, târihi her dâim doğru bir şekilde yorumlamamıştır. Dolayısıyla onun yanlış olduğunu kanıtlamak oldukça kolaydır. Ancak ondan önce hiç kimse kendinden sonra gelenleri gerçek toplum bilimine yönlendirme yolunda bu kadar ilerleyememiştir. Ayrıca hiç kimse bu disiplinin kurulması için gerekli olan koşulları bu kadar açık bir şekilde idrâk edememiştir.” (Tanıtım Bülteninden) ) |