Kitap Tanıtımı |
Türkiye’de daha çok eğitim alanında yapılan karma desen çalışmaların belirli bir aşamaya kadar yetkinliklerinden söz etmek mümkün. Sosyolojide makro veya mikro düzeylerde kuramsal sayıltılar çok güçlü olduğu için sosyologların karma desen çalışmalara çekimser yaklaştıklarını söylemek yanlış olmaz. Bununla birlikte son yıllarda sosyologların ilişkisel sosyoloji ile tanışmalarının, karma desen araştırmaları için cesaretlerini artırdığını söyleyebiliriz.İlişkisel sosyoloji gerek nicel-nitel, gerekse makro-mikro ve hatta kuram ve uygulama ikiliklerini reddederek karma desen araştırmaları daha baştan meşrulaştırır. Nitekim ilk uygulamaları 1980’lerde yapılan karma desen araştırmalara tekrar 40 sene gecikmeyle de olsa dönüş oldukça görkemli olmuş ve bu kitapta yer alan yedi çalışmanın tümü ardışık karma desen ilkelerine uygun olarak başarıyla gerçekleştirilmiştir.İlişkisel sosyologların sahip olduğu özgürlüğe herkesin sahip olması kuşkusuz mümkün değil. Ancak farklı sosyolojik perspektiflere sahip araştırmacıların da artık meşru görülen karma desen örnekleri arasından seçim yapmaları mümkündür.Özellikle işlevselci veya çatışmacı sosyolojik yaklaşımlarla makro nicel araştırma yapmaya yatkın araştırmacıların verilerini derinleştirmek için nitel araştırmaya yönelmeleri gayet uygundur. Aynı şekilde sembolik etkileşimci veya feminist araştırmacıların da bazı daha geniş örneklemlerle nicel veriler toplayarak çalışmalarının geçerlik ve güvenirliğini artırmaları mümkündür.Realitenin çok katmanlı olduğunu gören ve kabul eden araştırmacıların, karma desen çalışmaları ile Türkiye’de sosyolojinin önünü açacaklarına kuşku yoktur. (Tanıtım Bülteninden) ) |