Sophokles'ten Stoppard'a İroni ve Dram Sanatı
ISBN 9789759204020
Yayınevi Deniz Kitabevi (Ankara)
Yazarlar Beliz Güçbilmez (author)
Kitap Tanıtımı Bu kitap ele aldığı ironi kavramının hem felsefe alanında, hem de oyun metinlerinde, tarih boyunca nasıl kullanıldığı ve dönüştürüldüğü sorusuna yanıt arayan bir çalışmadır. Özellikle de modern sonrasında başvurulan bir dramatik araç olarak yeni ironinin örnekleri Tom Stoppardın oyunları ile örneklenmektedir. Bu anlamda kitap, kuramsal bir çalışma olduğu denli, pratik tiyatro uygulamaları için bir dramaturgi kaynağı olarak da değerlendirilebilir. Sophoklesten Stopparda İroni ve Dram Sanatı tiyatro öğrencileri, araştırmacıları ve uygulamacıları için bir başvuru kaynağı olarak tasarlanmıştır. Aslında bir doktora tezi olan bu kitap, belli bir meseleye odaklanmanın bütün zaaflarını taşıyor olmalı. Bilineni tekrarlamakta sakınca yok; kişi bir şeye nişan aldı mı, bir gözünü yumuyor. Akademik eğitimini Türkiyede ve tiyatro sanatı üzerine alan bir araştırmacı bu türden bir çalışmayı kitaplaştırırken bir tek noktadan hareket edebilir herhalde: Tiyatro alanında Türkçede yayınlanmış kuramsal çalışmaların nicelik açısından sergiledikleri yetersizliği. Tanzimatın ve onu hazırlayan koşulların sonucu olarak batıdan ithal edilmiş bulunan haliyle tiyatro sanatı ya da Batı Tarzı Tiyatro bir uygulama alanının ithali kadar onun belki de yazınsal ve kılgısal arşivinden daha geniş yer tutacak bir kuramsal alanın da ithalini kaçınılmaz kılmaktadır. Oysa bu alanda Türkçeye kazandırılmış metinlerin sayısı da onlarla ifade edilebilecek durumdadır ve bu çalışma bu boşluğa atılmış bir çakıl taşıdır. Tiyatro bölümlerinde yapılan pek çok yararlı çalışma, bir iki yayınevi dışında bu konuda kitap basmak istemeyen yayın piyasasının ilgisizliği ve çalışmaları yapanların zaman içinde o çalışmanın ötesine geçerek artık çalışmayı -belli bir alçakgönüllükle- basılmaya değer bulmayışı gibi nedenlerle belli kurumların raflarında çürümeye terk ediliyor. Bu çalışmayı yeniden yapmam mümkün olsaydı neler ekleyebileceğimi, neleri değiştirebileceğimi düşünmekten kendimi alamasam da, her yıl onlarca öğrencinin ve araştırmacının tezler yazdığı, bölümlerin akademik dergiler çıkardığını düşündüğümde bu kitaplaştırma işini daha fazla ertelemeyi doğru bulmadım. Hiç değilse kaynakçasıyla bu alanda çalışacak olanların işini kolaylaştırmanın önemli olduğunu kendime tekrar ede ede sonunda kitap fikrine ikna oldum. Kitabın Giriş bölümü ironi kavramının özellikle de tiyatro dışındaki kullanım alanları, yapılmış tanımlamaları ve tanımlar tarihi üzerine odaklanıyor. Sonraki iki bölümde ise modern sonrasına kadar gelişen dramatik metinlerde ironinin ne tür stratejilerle gerçekleştirildiği üzerinde duruluyor. Üçüncü bölüm ilk iki bölümde çerçevelenen kavramsal içeriğin Tom Stoppardın oyunlarına nasıl yansıdığını ele alıyor. Bu bölümde söz edilen oyunların tamamı bugün artık Türkçeye kazandırılmış durumda. Bu nedenle bu oyunlarla birlikte okunabilecek üçüncü bölümün okur için yararlı olabileceğine inanıyorum. Bu oyunların tümünün çevrilmiş olması bu çalışmanın yaygınlaşabilmesi için gerekli zemini sağlamıştır, bu nedenle de kendimi şanslı hissediyorum. Kitap Tom Stoppardın oyunlarını sahneleyecek tiyatro uygulamacıları için bir dramaturgi kaynağı olarak kabul edilebilir diye düşünüyorum Tom Stoppardın yetmişli yılardan beri tiyatro dünyasında yaratmış olduğu heyecan fırtınası bugün artık dinmiş görünse de, örneğin bir Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler metniyle karşılaşan okurun ve tiyatro uygulamacılarının hala belli bir heyecan duyduğunu gözlemleyebiliyorum. Ben de Tom Stoppardın oyunlarını ironi çalışmasının uygulama alanı olarak seçerken böyle bir heyecanla başlamıştım. Bu oyunları tekrar tekrar okurken duyduğum heyecan doğal olarak azaldı; çalışmanın sonunda geldiğim noktada Stoppardın parıltısı kadar cakasını, teknik hünerleri kadar ayak oyunlarını, çalımlarınıda görmeye başladım. Avrupada da, Amerikada da Dün gece Stoppard seyrettik demenin kişiye kazandırdığı entelektüel kimliğin bu metinler tarafından kasıtlı bir biçimde üretildiğini gördükçe bütün bunların arkasında ne olduğunu anlama isteğim arttı. Stopparda ayrılmış bölümün sonlarına doğru bu derin oyunların art alanını göstermeye çalıştım. Kitaplaştırılma aşamasında çalışmayı gözden geçirirken doktora tezlerine has olduğunu düşündüğüm mesafeli ve nesnel dilin zaman zaman anlamayı güçleştirdiğini fark ettim, bunların bir kısmını değiştirdim ama bundan fazlası bütünüyle bir yeniden yazmayı gerektiriyordu, doğrusu o kadarına cesaret edemedim. Yine alışılageldik bir teknik olarak her bölümün sonunda o bölümde söylenenlerin özetlenmesi yönteminin bir tekrar hissi yarattığını gördüm ancak bu alanda eğitim alan öğrenciler açısından yararlı olduğunu düşündüğüm için söylenilenin iyice vurgulanması uğruna bütünselliği feda etmeyi göze alarak bu bölümleri genellikle olduğu gibi korudum. Yine bu çalışma kaleme alınırken henüz çevrilmemiş oyunlara yapılan atıfları İngilizce basımlarındaki sayfa numaraları ve kendi yaptığım çevirileriyle korumayı seçtim; aksi takdirde bütünlüğün bozulması gibi bir tehlike doğacaktı. Kibirden değil de pratik nedenlerle çevirilerine yer vermediğim Stoppard çevirmenlerine özür borçluyum. Görebildiğim zaaflarından ve teknik aksaklıklarından söz ettiğim bu çalışma batı tiyatrosuna biraz daha yakından bakmayı hedefliyor. Öte yandan bu tür çalışmalar en azından benim kişisel deneyimimde, yerli oyun yazarlarının başlangıçta Batıdan kopyalayarak sonrasında kaçınılmaz olarak kendi kültürel işaretleriyle harmanlayarak yarattıkları yeni dramatik ve teatral terkibi içinde Türkiye tiyatrosunu anlamanın ve bu tiyatro üzerine yazmanın alfabesini zenginleştiren bir ufuk genişlemesi anlamına da geliyor. Teori ve pratik arasındaki diyalektik- ilişki, her teorik açılımın ya da açılım çabasının özünde yapmakla ilgili olan bir sanatın hanesine yazılacağının da garantisi olarak kabul edilmeli. Bu Önsöz Ahmet Mithadın Karı Koca Masalına dönüşmeden bir yerde son bulmalı. Son olarak uzun süren eğitim hayatımda beni hep destekleyen aileme, yazı çizi işleri yüzünden ihmal ettiğim halde beni terk etmeyen bütün dostlarıma ve tabii eşime, yokluğuyla bu doktora tezini mümkün kılan, varlığıyla içimi aydınlatan oğluma, bana yol gösteren ve bugün birlikte çalışma şansını bulduğum bütün hocalarıma ve meslektaşlarıma -bir daha fırsat olmaz korkusuyla burada teşekkür ediyorum. Arkadaşım ve yayıncım Ayhan Yurtoğlunun teklifi ve cesaretlendirmesi olmadan bu kitap olmazdı; sağolsun. Beliz Güçbilmez Ekim 2005 İÇİNDEKİLER GİRİŞ I. ANTİK YUNANDAN MODERN SONRASINA İRONİ I.A. ANTİK YUNAN TİYATROSUNDA İRONİ I.B.ROMANTİK DÖNEMDE İRONİ I.C MODERN DÖNEMDE İRONİ C.1 Gerçekçi Tiyatroda İroni C.2. Brecht Tiyatrosu ve İroni C.3 Absürd Tiyatroda İroni II. MODERN SONRASINDA İRONİ II.A.İRONİK BİR ARAÇ OLARAK ANLATI II.B.İRONİK BİR TUTUM OLARAK METİNLERARASILIK B.1. Parodi B.2. Pastiş B.3. Üst-kurmaca (Metafiction)/Dramatik Üst-Kurmaca (Metadrama) III.TOM STOPPARD TİYATROSUNDA İRONİ III.A. YAPISAL İRONİ A.1. Oyun Metninde Prova ve Gösterim A.2. Oyun Metninde Özfarkındalık III.B. ANLAMSAL İRONİ B.1. Şimdinin Belirlediği Geçmiş ve İronik Nostalji B.1.a. Şimdiden bakılan geçmiş B.1.b.Amnezik anımsama SONUÇ KAYNAKÇA