Kitap Tanıtımı |
İnsanoğlunun hayatında, anlam arayışı esnasında askıda kalmış bir sürü soru vardır. İnsan sadece nasıl var olduğu sorusunun cevabını merak etmez. Niçin sorusu da en az nasıl, ne zaman, nerede sorularının cevapları kadar insanı ilgilendirir ve insan zihnini hep meşgul eder. Düşünsenize isteğiniz dışında yeryüzüne bir hayat için doğuyorsunuz. Neden ve niçin doğuyor olduğumuzu, nasıl ve ne sebeple dünyaya geldiğimizi bilmeden, sonucu, ölümü bilen tek canlı türüyüz. Bu kadar karmaşık, zor, çetin hayat şartlarında yaşamı sorgulamaya çalışmak akıl, fikir işi değildir. Burada insan, varoluşunu sorgulayan, sorgulayabilen, kavramaya çalışan, zamanı üç boyutlu olarak, geçmiş, şimdi ve gelecek olarak idrak edip yaşayabilen tek canlı türüdür.
Kendi deneyimlerimi kaleme aldığım yazılarıma "Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan" adını verdim. Aklın kendi kendisi ile bilişsel, zihinsel, ruhsal diyaloğu olarak tanımladığım bir kitaptır.
Kitabımın özü benim ve benim içimdeki sizin özünüzdür.
Hayat nedir?
Nedir bu hayat?
Başlangıcı öykü, ortası hikaye sonu ise ;
Bir masal anne
Yaşayarak, öğrenerek öğrendim bu hayatı,
Sağım dert solum sıkıntı
Bu yanlış hayatta kolay mı doğru yaşantı,
Ne güzel geceler doğdu gözlerime,
Ne de pamuk eller değdi ellerime,
Ey hayat affetmiyorum seni
Susupta sessizce ağlayasım
Günlerce üzülesim var
Hüznü şarap, yalnızlığa sarhoşluk adını vermişim
Doğarken, yazılmış kaderim.
Yaşamadığım yerde yaşadığım .
Tekrarı olmayan boşa geçen zaman,
Hayatı ciddiye aldığım
Yalnızlığıma ve hüznüme sarıldığım.
Bir şeyleri bilen, ama yalnız ağlayan,
Bir garip insanım. |