Kitap Tanıtımı |
Ömer bin Abdülaziz zamanından bugüne kadar, cum'a namazlarında hatîbin son hutbede okuduğu En-Nahl Sûresi'nin doksanıncı ayetini bu kadar akılcı, etkileyici ve feyzlerle donanmış bir berraklıkta hiç okumadınız.
Ne diyor bu ayet? Ne bildiriyor? Bu ayet aslında Kur'ân-ı Hakîm'den parlayan, insanın beynini hayrete sevkeden ve birçok ibretler gösteren bir ayet...
Beden kafesinin hapsinden kurtuluş ve aslî vatan güzel yaylaya ulaşmak isteyen keklik yahud hürriyetine kavuşmuş esir misali bir ferahlık yaşamak isteyenler, bu eserin idrâkinde, son hutbede okunan ayetin esrarını çözmeye ğayret etmelidirler.
Eser insana hakîkatini bildirir; aklına yöneltilen emrleri ve nefsine yasaklanan hususları aktarır. Kalb ve dimağdaki akılları irşad eder. Şuuru, adaleti, emr-i bilma'rûfu, neyh-i an-il-münkeri, kulun Allah Teâlâ'ya, kendi nefsine ve salihlere karşı ihsanını beyan eder. Muhasebenin keyfiyetini ve burhânı vuzuha kavuşturur.
Eser, tılsımları çözen, hakîkatleri açığa çıkaran, kulu esaretin pençesinden kurtaran reçetelere haizdir.
Bu eser, canlıların tüm bedenini çalıştıran ve korkunç hükümlerini icra eden asabî damarların hislerini yakan bir yardımcı gibi, akl-ı selîmi tenvir edecek ve insan aklının rehberliğini yapacak İlâhî bir nûrun ifade bulmuş lisanıdır. |