Kitap Tanıtımı |
12 Mart'ta Devrimci hareketin kafasına balyoz gibi inen faşist cunta bu defa silindir gibi geçti üzerinden. Silindirin altından yine dik başlar çıkmaya başladı. Bu dik başlardan biri de Uğur Mumcu'ydu. Sakıncalı piyade, orgenaraller cuntasına boyun eğmiyordu, çünkü devrimciydi. Ve Mumcu 12 Eylül sonrasının bir cesaret sembolü Öolarak sivrilmeye başladı.
Dönem sadece Evren değil aynı zamanda Özal devriydi. Devrimci hareket ezilmiş, muhalefet susturulmuş, ülke süt liman olmuştu. Ama Uğur Mumcu susmadı, başını kaldırdı ve tek kişilik muhalefet rolünü üstlendi.
Gelecek 30 yılı gören bir bilinçle yeni dönemin parolasını yazdı:
"Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben ant emperyalistim. Ben özgürlükçüyüm. Ben Bağımsız Türkiye'den yanayım.
Ben insan haklan savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım.
Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım.
Öyleyse, vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır." |