Kitap Tanıtımı |
hilik; Osmanlı Devleti´nin son yıllarından bu yana, yerli ve yabancı, gittikçe daha çok tarihçi tarafından, daima daha önemli bir ilgi odağı haline gelerek Aaraştırılıyor. Bu araştırmalar şimdiye kadar, özellikle Prof. Dr. Neşet Çağatay´ın Gılgameş Destanı´na dek uzanan bazı değinmeleri dışında, hemen tümüyle İslâm tarihi içinde yapıldı ve daha çok Anadolu Selçuklu ve Osmanlı tarih ve coğrafyaları üzerine yoğunlaştı. Bu genişçe tarih diliminde, başlıca Anadolu´da ve Rumeli´de karşılaşılan özgün "Ahilik" gerçeği, o gerçeğe bakış ve yorumlar üzerine, zaman zaman oldukça yoğunlaşan tartışmalarına tanık oluyoruz.
Bu araştırmalarda Ahilik, genel ve haklı olarak, hayran olunacak tarihsel toplumsal bir gerçek, bir yaşantı olarak görülüyor. Gerçi bazen da bu hayranlığın bilime aykırı olduğu, yöntem ve kaygılarının da ötesinde, hattâ Ahilik gerçeğinin de sanıldığı yetkinlikte olmadığı ya da olmayabileceği ve daha nesnel olarak araştırılması gerektiği söylendi. Ama özellikle bu ikinci tutumda, araştırmalar üzerine,"homo economicus"cu olarak nitelenebilecek soyut eleştiriler yöneltilmesinden öteye gidilmedi. Bu tutum, eleştirilen başlıca iki tarihçiden, farklı açıklılıklarda da olsa, beklenen yanıtları aldığı gibi, genelleşmedi ve pek kabul de görmedi. |