Kitap Tanıtımı |
Devesiyle birlikte çölde ilerleyen bir bedevi, guç yürüyen, sıcaktan dudaklan kurumuş bir adama rastlar. Susuzluktan dili-damağı kuruyan adam, bedeviyi görünce, su ister. Bedevi, devesinden inerek, adama su verir. Suyu içen adam, aniden bedeviyi iter ve hemen deveye atladığı gibi kaçmaya başlar.
Bu olaya şaşıran bedevi, adamın arkasından bağırarak: "Tamam, deveyi al, git; ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!"
Bedevinin bu isteğini tuhaf bulan hırsız, biraz yavaşlayıp, nedenini sorar.
Bedevi: "Eğer anlatırsan, bu olay her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görürlerse, asla yardım etmezler!"
Hayata bakışımız bedevi gibi "deve" değil, kötülüğün yayılmaması olmalıdır.
NASIL GÖRDÜN?
Bir zât yol kenarında namaz kılmaktadır. Leylâ'nın aşkıyla deliye dönen Mecnun tam o sırada namaz kılan kişinin önünden geçer. Adam, namazını yarıda keserek Mecnun'a: "Görmüyor musun namaz kılıyorum, ne diye önümden geçiyorsun?" dediğinde,
Mecnun: "Ben Leylâ'nın aşkıyla senin namaz kıldığım görmezken, sen Mevlâ'nın aşkıyla beni nasıl gördün?" der. |