Kitap Tanıtımı |
Günün sonunda genç kız not defterine su cümleyi yazmıştı, “İnsanoğlu varken görmeyip, yokken aramaktan ibarettir.” – “Müziği Müzik Yapan Ses Değil Sessizliktir. Hayatta Aynı Şekilde Yaşananlardan Değil Yaşanamayanlardan İbarettir.” – “Her ses bir nota, sessizlik müziğin kendisidir, her ışık bir aydınlık, karanlık ise güneştir. Var olanlar yok olduğundan emin olduklarımızın fedakarlıklarıdır.” -. Haksız olduğunu biliyordu, pişmanlığının acısını çekerken çektiği acıların pişmanlığını duyuyordu. – “insanın istekleri bencil içgüdülerinin yobaz artıklarıdır. İnsanlar yönetilebilir. İsteklerini karşılayabileceğin sahte bir oyun fazlasıyla yeterli olacaktır. Bu başarılırsa insanlık, senin istediğin yöne doğru kendi amacı uğruna koşar.” – “İnandım ki bugün cesaret edilemeyen fedakârlık, birçok umutsuz ruhu cesaretlendiriyor. En umutsuz zamanım, bana en çok güç veren kararı aldırdı. Evet, hâlâ korkuyorum, bir nebzem hâlâ üzülüyor. Biraz da umutsuzluğum var, ama bunlar da olmalı insanda. Ben bir insanım. Bunları yok etmem, kendimi parçalamaktan farksız. Anlıyorum ki insan, bunların yarattıklarıyla da güçlenebiliyor. Ve sen vicdanım, beni terk etmediğin için minnettarım. Düşündüm, kendim için bir bencillik mi yapıyordum? Kendimde olanı, bırakmamak için miydi tüm bunlar? Eğer insanın kendisine iyiliği olmazsa, kendine merhamet duymazsa başkalarına ne faydası olurdu ki?” (Tanıtım Bülteninden) ) |