Kitap Tanıtımı |
İnsanoğlu bazen bir kişinin şahsında koca bir şehri sever. Ahmed Arif'ten dolayı Diyarbakır'ı, Nâzım Hikmet'ten ötürü İstanbul'u, Aşık Veysel'den dolayı Sivas'ı sevdiğimiz gibi. Bazen de küser bir şehre insan. Deniz'i ihbar ettikleri için Gemerek'e, Seyit Rıza'nın çığlığını boğduğu için Elazığ'a, yiğitleri sallandırdıkları için Ankara'ya küs kaldığımız gibi.
Bağrından çıkarttığı birbirinden değerli insanların yüzü hürmetine Bahadın diye küçük bir Anadolu kasabasını sevdim ben. Bu şiirin kasabayı bana fazlasıyla sevdiren dostlarım oldu yaşamımda.
Bunların çoğuyla savrulduğum laleler ülkesi Hollanda'da tanıştım. İsmi Bahadın'la anılan bu değerli dostlarımdan biri de Şair Bektaş Tosun'dur.
Bektaş'ın bir yanı köy, bir yanı şehir ve bir yanı da metrepol kokar. Mısralara döktüğü şiirleri de öyledir. Dolu dolu yaşadığı hayatın bir nevi özetidir yazdığı keskin şiirleri. Kimi şiirleri buram buram toprak kokar, derin duygular çocukluğunun geçtiği köy yaşamından hatıradır ona.
İçinde su, toprak, börtü böcek, âdetler, gelenekler, kültürel motifler ve tabii ki aşk vardır çoğunlukla. Kimi şiirlerine kalabalıkların gürültüsü sinmiştir. Gençliğinde savrulduğu büyük şehirlerde tanık olduğu emek serma-ye çelişkisi onu derinden etkilemiş ve düşüncelerine yön vermiştir. |