Kitap Tanıtımı |
İnsan bozulduğunda ondan daha tehlikelisi var mıdır? Pek sanmıyorum. Hiçbir şey istediğini elde etmek için sevdiklerini gözden çıkaracak bir insan kadar tehlikeli olamaz sanırım. Geçmiş ve şimdi arasında sıkışmış, kendi yarattığı enkaz altında ezilmekten hastalanmış bir kadındı Hamiyet. O, yılların yükünü bir psikiyatri odasında atabileceğini düşündü. Geçmişte elini bile kirletmeden büyük bir cinayet işleyip yakın arkadaşı Sofi’yi kendi karanlığına hapsetmişti. Sahip olamadığı hayatı Sofi’den çalmak, onun hayat bahçesinde açan her çiçeği ezip geçmek ve onun her şeyine sahip olmak istedi. Zekasına, güzelliğine, aşkına ve hatta boş bebek mezarına… Şimdi Sofi’yi hapsettiği karanlıkta, kendisi de bir mum ışığı arıyor ve içinde büyüttüğü bu vicdan azabından kurtulmak için o boş bebek mezarını sürekli ziyaret ediyordu. Küçük bir psikiyatri odasında boş mezarın sahibine tüm günahlarını dökmeye başladı. Öyle ki o bebek, hiç tanımadığı annesinin hikâyesini dinlediğinin farkında bile değildi… Büyükannesinin ölümünden sonra tamamen yalnız kalan ve en büyük korkusu delirmek olan Sofi’nin içsel çatışmalarını, hezeyanlarını, naif aşkını ve aile trajedisini anlatan günlüğü; şimdi Hamiyet’in ellerinde bir başkası tarafından okunmayı bekliyordu. Siz hiç tanımadığınız bir kadının ağzından annenize ait olduğunu bilmediğiniz bir hikâyeyi dinlediniz mi? Peki, siz özlemini çektiğiniz bir yakınınızın hayaletiyle dertleştiniz mi? (Tanıtım Bülteninden) ) |