Kitap Tanıtımı |
İslâmî ilimlerin iki temel kaynağı olan Kur’an ve Sünnet’e dayanan her ilmî faaliyet âyet ve hadislerin kronolojik sırasını dikkate almak durumundadır. Ancak klasik İslâmî külliyâtta bu açıdan ciddi sorunlar bulunmakta, bu sorunları çözüme kavuşturma iddiasındaki çağdaş araştırmaların çoğu da tatmin edici bir netice ortaya koyamamaktadır. Bu nedenle âyetler, hadisler ve siyer olayları arasında sebep-sonuç ilişkilerinin sorunsuzca kurulabildiği, rivâyetler tarafından teyid edilen yeni bir siyer kronolojisine ihtiyaç vardır. Kitapta bu ihtiyaca binaen ilk olarak Nesîʾ, Eşhuru’l-Ḥurum ve el-Ḥaccu’l-Ekber kavramlarının takvimle ilişkisi ele alınmakta, ardından daha sağlam bir siyer kronolojisi oluşturmak için rivâyetlerden ve bilimsel verilerden istifade yöntemleri üzerinde durulmakta; bu yöntemler kullanılarak Fil Vakası, Hz. Peygamber’in doğumu, sütanneye verilişi, Şaḳḳu’ṡ-Ṡadr ile Baḥîra kıssalarının mahiyeti ve nübüvvet öncesiyle ilgili diğer bazı olaylara dair tarihler yeniden tespit edilmektedir. Akabinde, ilk vahyin gelişi ile başlayan nübüvvet dönemi, İslâm’a ilk girişler, Habeşistan hicretleri, Garânîḳ Hâdisesi, İnşiḳâḳu’l-Ḳamer olayı gibi bu döneme ait olaylar tarihlendirilmektedir. Hicretin tarihi ile başlayan Medine Dönemi’nde ise, ilk yıllardaki bazı müesseselerin teşekkül tarihleri, hicâb âyetlerinin nüzûlü, İfk Hâdisesi, Medine Vesikası’nın tanzimi, gazveler, seriyyeler, Medine’ye gelen heyetler, Veda Haccı ve Hz. Peygamber’in vefatı gibi çok sayıda olayın tarihinin tespiti yapılmaktadır. Eserde, Hz. Peygamber’in doğumu başta olmak üzere sîretindeki birçok olayın tarihi, rivayetlerin yanı sıra astronomik, coğrafî ve biyolojik veriler yardımıyla tetkik edilmiş, ortaya çıkan yeni tarihlerin hicrî ve milâdî karşılıkları eserin sonunda liste şeklinde verilmiş ve takvim üzerinde gösterilmiştir.Eserde, klasik İslâmî kaynaklarda yer alan rivâyetlere temkinli bir güvenle ve bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşılmaya çalışılmış; akla, mantığa ve bilime aykırı gibi görünenler üzerinde dahi ayrıntılı tetkikler yapılarak bunların tarihî bir gerçekliğe işaret edip etmedikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu yönüyle eser, hadislerle siyer rivâyetlerini aynı çatı altında toplayarak sağlam bir kronolojik altyapıya sahip yeni bir siyer ilminin teşekkülüne öncülük etmeyi amaçlamaktadır. Güvenilir bir siyer kronolojisinin sebeb-i nüzûl çerçevesinde Kur’ân’ın doğru anlaşılmasına sağlayacağı katkılar ise aşikârdır. (Tanıtım Bülteninden) ) |