Kitap Tanıtımı |
Kafkasya, Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya olmak üzere iki coğrafi bölgeden oluşmaktadır. Güney Kafkasya bağımsız devletlerden, Kuzey Kafkasya ise genel itibari ile Rusya’ya bağlı özerk cumhuriyetlerden oluşmaktadır. Kuzey Kafkasya, fiziki coğrafya özellikleri nedeni ile etno-politik açıdan Güney Kafkasya’ya nazaran daha heterojen bir yapıya sahiptir. Bu yapı kendi aralarında birlik kurmalarını zorlaştırırken ülkelerinin işgalini zorlaştırmış ve kültürlerini koruyabilmelerini sağlamıştır. 19. yüzyıl ortalarında Kuzey Kafkasya halkları çarlık Rusyası tarafından sürgüne tabi tutulmuştur. Milyonlarca Kuzey Kafkasyalı Osmanlı Devleti başta olmak üzere, Suriye, Mısır, Filistin, ürdün, Sibirya ve Balkanlara göç ettirilmiştir. Kuzey Kafkasya halklarının Ruslar tarafından defalarca sürgüne maruz kalmaları ve özellikle 1864 ve 1944 Kafkasya sürgünleri, tarihte her zaman yaşanabilecek bir olay olmayıp aksine sonuçları itibari ile günümüzde dahi devam eden tarihi bir yanlıştır. Göçler sonrasında Kafkasya halklarının ülkelerine yönelik yapay siyasi ve demografik sınırların çizilmesi, tarihi yanlışı Kuzey Kafkasya açısından kalıcı sorunlar yumağına dönüştürmüştür. Ancak Moskova yönetimi bölgeyi kontrol altında tutma hevesinden vazgeçmemiştir. Bunun başlıca nedenleri; Rusya’nın önemli ihracat limanlarının çoğunluğunu (Odessa, Mariupol, Illıchavskıy) Ukrayna’ya kaptırması ve elinde bir kaçının (Novorossiskiy, Tuapse) kalması, bölgenin sahip olduğu enerji kaynakları ve bunların belirtilen limanlar üzerinden dünya pazarlarına arzı, Mavi Akım gibi projelerin uygulanabilirliği, Rus askeri üslerinin varlığı, ABD ve çin’in nüfuzunu engelleme isteği, Karadeniz’de donanma bulundurma, İslami terör örgütlerinin faaliyetleri ile bağımsızlık taraftarı ayaklanmalar ve çatışmalara bağlı güvenlik kaygısı şeklinde sıralanabilir. (Tanıtım Bülteninden) ) |