Kitap Tanıtımı |
"Şiro'nun Ateşi"nin duygusu acı ve direnişse, kelimesi de ateş ve yanmak olmalıdır.
Mahmut Alınak'ın kaleminden, yıllar sonra bir daha.
Yakın tarihimizi konu alan Şiro'nun Ateşi'nde anlatılan hikâye gerçek... Bu gerçek, metne edebi bir eser olmanın yanında tarihi bir özellik de kazandırıyor. Okudukça irkilecek ve yaşananlara inanmak istemeyeceksiniz.
Gulizer, Şiro'nun Ateşi'ni Diyarbakır Dağkapı Meydanı'nda yakmaya gittiğinde, "Mazlumların rızası oldukça zalimlerin zulmü de olacaktır!" diye kükreyen Avdo'nun ölümsüz sesi yankılanıyordu dört bir tarafta.
Ankara'da iken Avdo'nun, "İçimde paslı bir çividir," dediği sürgün, aslında pek çoğumuzun ruhuna kök salmış. O paslı çivi, dayanılmaz acılar çektirip yavaş yavaş zehirliyor hepimizi. İşte "Şiro'nun Ateşi", içimize saplanan bu paslı çiviyi söküp atışın ve zincirlerimizi koparıp özgürleşmenin romanı.
20 Şubat 1993 sabahı Sımak Güçlükonak ilçesi, Bana Köyü'nde başlayan ve Ankara'da meclis, siyasi partiler, genelkurmay başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı kapısında süregiden bir trajediyi okuyacaksınız bu kitapta. Sevgi, fedakârlık, insan onurunun yüceliği ve insanlığın granit sertliğinde önüne dikilen zulme karşı duruşu, "Şiro'nun Ateşi"nde bir yaşam biçimine dönüşüyor.
Burada anlatılan hikâye gerçek... Bu gerçek, metne edebi bir eser olmanın yanında tarihi bir özellik de kazandırıyor. Okudukça irkilecek ve yaşananlara inanmak istemeyeceksiniz.
Kitabı okuyarak şahit kılındığınız bütün kelimeler günlerce aklınızda uğuldayacak, duyduğunuz sesler, ağıtlar, türküler, stranlar hiçbir zaman kulağınızdan silinmeyecek. "Şiro'nun Ateşi"nin duygusu acı ve direnişse, kelimesi de ateş ve yanmak olmalıdır. |