Kitap Tanıtımı |
Teknolojik ve bilimsel gelişmelerin etkisiyle taksirle işlenen suçlarda artış yaşanmış olup taksir ceza hukukunun güncel bir sorunu olarak daha fazla önem kazanmıştır. Şirketlerin ekonomik hayatta vazgeçilmez unsur olması ve birçok alanda faaliyet göstermesi nedeniyle şirket bünyesinde taksirle işlenen suçlarda da artış yaşanmıştır. Şirket faaliyeti sırasında işlenen suçlarda cezai sorumluluğun tespiti, ceza hukukuna hakim olan ilkeler, özellikle kusursuz ceza olmaz ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkeleri bakımından önem arz etmektedir. Uygulamada özellikle maden ve inşaat sektöründe yaşanan olaylar, farklı kademelerde çalışan birçok kişinin oluşturduğu şirket organizasyonu içerisinde dikkat ve özen yükümlülüğünün tespiti ile taksirin belirlenmesi sorununu gündeme getirmiştir. Şirketlerdeki hiyerarşik yapıya dayalı iş bölümü, cezai sorumluluğun tespitini zorlaştırmakla birlikte, şirket faaliyeti sırasında işlenen suçlarda doğrudan şirket yöneticisinin sorumluluğuna gitmek doğru olmayıp bu tür ilişkilerde kimin korunan hukuki değere zarar verdiğini veya ilgili kararı aldığını, başka bir ifadeyle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tespit etmek zorunludur. Bu kapsamda çalışmamızda, şirket yöneticilerinin dikkat ve özen yükümlülüklerini hangi şartlarda devredebilecekleri ve ceza hukuku bağlamında geçerli bir yetki devrinin nasıl olacağı sorunu, taksirin belirlenmesinde başvurulan güven ilkesiyle birlikte ele alınacaktır. (Tanıtım Bülteninden) ) |