Kitap Tanıtımı |
Görsel algılamanın, yaşamın somut olarak devam ettirilmesi ve anlamlandırılması açılarından, canlı organizmalar bağlamında önemi büyüktür. Gözlemlenen yaşamın görsel olarak yeniden üretlimesi plastik sanatlar, fotoğraf ve sinema sanatı açısından da olasıdır. İlkinin konsepti, ikinci ve üçüncüsünün ortaya çıkışıyla doğal olarak dönüşmüştür. Malzemesi gereği öncelikle salt gerçeği görüntüleyen fotoğraf ve sinema, bir iletişim şekli olduğu düşünülen televizyon, bir anlamda gerçekçi söyleme daha fazla dayanır görünmektedirler. Şüphesiz pek çok sanatçının farklı yaklaşımları, malzemenin plastik kullanımı, bazı biçimsel değişmeleri ortaya çıkarsa da; temel malzeme dış gerçeğe çevrilmiş bir objektifle oluşur. Kuşkusuz, doğadaki mükemmel biçimler, sanatçının kafasında yaratılmış bir anlamın parçaları haline getirilememişlerse, sanat yapıtının oluşmasına yetmeyeceklerdir. Diğer yandan insan yapısı biçimler de, bir estetik kaygıyla yaratılmış olsalar bile, içerikten, bir mesajdan yoksunsalar, onların sanat yapıtı olarak adlandırılması güçleşecektir.
Teknik bir buluş olarak ortaya çıkan sinemanın, çağımızın en etkili sanatlarından biri olacağını sanırım mucitleri düşünmemişlerdi. Yaşamı anlatma ve anlamlandırma bağlamında sinema sanatının etkisi büyüktür. Bu etkiyi sinema ve anlamlandırma bağlamında sinema sanatının etkisi büyüktür. Bu etkiyi sinema, büyük ölçüde görüntünün içerdiği hem gerçekçi, hem de yan anlamlarla oluşturuyor. Diğer bir deyişle hem yalın, hem de entelektüel anlamlar. Ayrıca oldukça etkili bir kitle iletişim aracı olan televizyon, modern dünyanın vazgeçilmez bir yaşam tarzı olurken; aynı zamanda içerebileceği mesajların, toplumsal yaşamın yozlaşmasına neden oluştura-bileceğini de düşündürüyor.
(...) |