Kitap Tanıtımı |
Milhan imge-özne olarak da olsa geçmişin sayfalarında silinmemiş bir hikâyeyi çağrıştırıyor. Mektuplarla birlikteliğin yinelenmesi yaşanıyor; uzaklığa, arada yaşanan bir takım sorunlara rağmen aşkın tüm olumsuzlukları sileceği umuduyla… Sevgiye inançlı, bedel ödemeye hazır bir aşk bu. Ve geçmişte yaşanan hatalarla, yanlışlarla yüzleşmek isteyen, geçmişin hesabını vermeye kararlı bir aşk. (…)“Bütün hayatımı tutup koyuyorum masaya. Sonra karşısına geçip didik didik ediyorum. Kendi içime doğru bir yolculuk bu. Ayıklıyor, ayıklanıyorum. Kaç bin yıllık bir bocalama bu yaşadığımız.” ‘Anıların fotoğraf sergisinde’ geçmiş zaman bir film gibidir. (…) “Buradayım. Eskiden senin beklediğin bir yolcuydum hep. Şimdi, benim için öylesin. Ne oluyor sevgili Milhan? Bir daha saatler boyu sevişemeyecek miyiz? Başka bir zaman, başka bir yerde deme sakın. Zaten hep başka bir yerde ve başka zamandayız.” “Seni seviyorum. Senin.” (Tanıtım Bülteninden) ) |