Kitap Tanıtımı |
Şiirden Dergi bu sayıda şiir üstüne daha çok yazıya yer verdi. Yazıyı okumaya başlayanların uzun saatlerini alacak gözüküyor dergi. Bu sayıda da şiir yine diğer dergilerin yer verdiğinden daha fazla şaire yer veriyor. İlk dosya '1980 Sonrası Ana Akımlar', Şiirden konuyu masaya yatırıyor. Mahmut Temizyürek,Yavuz Özdem, Gökhan Cengizhan ve Altay Ömer Erdoğan yazıları/cevapları ile konuya açıklık getiriyorlar. Ülkemizde hiç işlenmemiş, ülkemiz şiirine farklı bakmanın yollarını açacak bir konuyu daha masaya yatırarak şiir ortamını konuyu düşünmeye teşvik etmiş oldu böylece Şiirden. Şairlerin şiir yazdıkları ortam üzerine yoğunlaşmaları, yaptıkları iş hakkında kavramsal düşünmelerinin önemi daha iyi görülüyor. İkinci dosya şair ve yazar Fergun Özelli'nin şiiri üstüne. Anıl Cihan soruları sordu, Yavuz Özdem, ve Onur Akyıl şiirini değerlendirdiler. Bu sayıda Cemil Okyay'ın kaleminden Kadir Aydemir üstüne bir yazı da yer aldı. Sokak Yazıları'nda bu sayıda Celâl Soycan ve Metin Cengiz 'Modern Şiirde Ritim Üzerine' adıyla, şiirimizde çok konuşulan bir konuya Enis Batur şiiri üzerinden açıklık getirmeye çalıştılar. Konunun ilgi çekeceğini, tartışılacağını tahmin ediyoruz ancak 'kimselerin vakti yok artık!' Doğan Fuat bu sayıda Kıbrıslı şair Jenan Selçuk ile Çayan Okuduci'nin şiirlerini değerlendiriyor. Tekrar ediyoruz: İyi gidiyor Doğan Fuat. Bu sayının şairleri: Laura Garavaglia, Marius Chelaru, Avoth Yeşurun, Alessandra Corbetta, Margarita Losada Vargas, Marisol Bohorquez Godoy, Celâl Soycan, Metin Cengiz, Halil Karapaşaoğlu, Ogün Kaymak, Sevgi Suçin, Müesser Yeniay, Nazan Şahin, Nisa Leyla, Önder Çolakoğlu, Selami Şimşek, Fatoş Avcısoyu Ruso, Tateryan Lokman, Aydın Meriç, Eylem Bayar, Sadık Ay, Can Polat Teker, Taner Cindoruk, Selenay Kübra Koçer, Fulya Çetin, Mir Said Aktaş, Uğur Enç, Seda Suna Uçakan, Esma Özlen, Yusuf Esenek. Bu sayının çevirmenleri: Nicola Verderame, Emin Emel, Alper Sarıbaş, Ali Tirali, Metin Cengiz Dergiye şiir gönderen ve şiirlerinin yayımlanmasını bekleyen şair arkadaşlarımızın bizleri anlayacağını umuyoruz. Her sayıda yaklaşık aynı sayıda şaire yer vermek derginin şiirimizde önemini de gösteriyor. Mevcut dergilerin hiçbirinde bu kadar nitelikli şiir yer almıyor. Bunu da belirtmek isteriz. Şiirden Dergisi'nde şiiri yayımlamanın şiir yolunda önemli bir çıta atlandığı anlamına geldiği yolundaki düşüncelerin doğruluğu da görülüyor. EDİTÖRDEN 'Varlık’ın Mayıs 2018 sayısında Tuğrul Tanyol’un 'sanat kapitalizmin gelişmesiyle değişim değeri edinerek gelişti, şiirde böyle bir değişim değeri ne kapitalizm öncesinde ne sonrasında yoktur' biçiminde özetlenebilecek yazısındaki konuya yıllar önce bu yazıyla değinmiştim: 'Piyasa ve Şiir' (La Paix, Şiire ve Hayata Dair Denemeler, Şiirden Y. 1. Baskı 2011). Tahir Abacı ise kullanım değerini anlaşılmaz, açık olmayan örneklerle açıklamaya çalışarak Tanyol’u eleştiriyor (Haziran sayısı). Oysa Marx’ın Kapital’de meta’da içselleşmiş kullanım değeri ve piyasa değeri üzerine yazılmış onlarca sayfa var (Kapital, ücret, fiyat, kâr, artı değer, metanın özellikleri vb.). Felsefede ve edebiyatta gelenektir, akademide ise bu kuraldır. Bir konudan söz edecekseniz daha önceki yazılara referans zorunludur. Bu hem yazıyı ciddiye almamızı sağlar, hem tartışmanın gelişmesini sağlar. Eleştirel bilinç böyle bir toprakta yeşerir. Hem de, yapılabilecek gafları engeller. Bir de bir soru: Bu kullanım değeri ve şiir konusu ana rahmine nasıl düştü?' Diye yazdım facebook sayfamda (12 Haziran, 21.30'da). Ve gelen cevaplar üzerine şöyle devam ettim: 'Böyle hallerde asıl sorun elbette kimin kimden önce yazdığıdır. Hatta önemsiz bile görülse yazı konuya değinen kişi nezdinde, şöyle bir değinilip geçilir. 'Sıkı şiir' sözü hiçbir yaratıcılık içermediği halde, söylendiğinde Ece Ayhan'ın adı veriliyorsa, ki veriliyor, koskoca Kapital'i sindirme sonucu yazılmış bir yazıya ve yazarına, ilgili bir yazıda referans yapılmıyorsa bu en azından ayıptır. O şahsa yapılmış bir hak yemedir. Şiir ve sanat sorunlarını dile getirirken siz bu konuyla ilgili bir yazı yazmışsanız kendinize de referans yapıp hatırlatmakla yükümlüsünüz. Bunu yapmıyorsanız, bu da kendinize karşı bir ayıptır ve haksızlıktır. Dergilerde editoryanın önemli görevlerinden biri de, mümkün olduğunca, bu olmalıdır artık. Bu sayıdaki 1. dosyanın konusu 'Ana Akımlar'ı Yavuz Özdem ve Mahmut Temizyürek yazdılar. Bu sayının 'Şiir Belleği'nin şairi Fergun Özelli. Gelecek sayının konusu '' Herkesin ilgisini çekeceğini umduğumuz kitaplarla ilgili tanıtımlar ise: 1-Celâl Soycan'ın ustalık döneminden son ürünler Beyhude'de. Varoluş raslansaldır, kişinin kimliği, dünyayı algısı da böyledir. Zaman ve mekan en belirleyici rolü oynar. Kişi zamana, mekana, eşyaya sürtünür ve geçer. Çevresiyle olan ilişkisi de böyledir. Kişi bir şeylere tesadüf eder ve bu tesadüfü kavramaya çalıştığında özne haline gelir. Celâl Soycan öteden beri şiirini bu anlaşılması güç, muğlak felsefi olgu üzerinden inşa etmeye çalışır. Tanrı-insan-eşya-varetme-varolma ve benzeri kavramlar bu bağlamda şiirinin derin yapısını, yani şiir düşüncesini oluşturur. Soran, soruşturan, felsefe dolayımında düşünen bir şiirdir onun şiiri.Hikmet burcunda yazıyor demek istemiyorum, o bu burcu da soruşturan bir şiir ardında inşa ediyor şiirini. Demek istediğim tam da bu. Modern şiirin sunduğu müthiş bir olanağı deniyor, geliştiriyor, yeniden ele alıp başladığı yere geri dönüyor. Öznenin dünyayı bu yeniden anlama çabası şiirle çiçek açıyor. Bu şiiri okurken böyle bir atmosfer içine girmeyi göze almamız gerek. Metin Cengiz 2-Ogün Kaymak farklı bir şiir yazıyor. Bu farklı şiiri okumak gerekli 'Ogün Kaymak şiirinde poetik zeminin kristalleştiği son 3 kitap, 'işte doğru yazdım adını' ile birlikte düşünsel bir kadraja yerleşiyor. Bu kadraj Muğlaklık Etiği’ne koşulludur; Simone de Beauvoir’un erkek bilincini 'kendi olmak ile olmamak arasına gerili bir muğlaklık' olarak işaretlerken geliştirdiği bu kavram, Ogün Kaymak şiirine en başından itibaren ışık düşürür. Nitekim süreç içinde kelime, sözcelem ve şiir cümlesi düzeyinde yapılanan imge örgüsü, bir dip akıntı olarak Dil’in Var-olanla ilişkisindeki çaresizliği hep duyumsatır. Bu sıkışma, söylemin akışkanlığına bir şiddet olarak yansır; çünkü şair de bizzat dil dolayında bir dehşeti dışa-vurmaktadır.Dehşeti tanıyoruz:Deneyim karşısında dile tutunamayan bilincin sekteye uğraması...'Diyor Celâl Soycan Ogün Kaymak'ın şiiri için. Okumak gerek... 3-Selma Cengiz Çiçeği burnunda bir şair. Genç şiirin bu umut vaat eden şairini tanıyalım, okuyalım.Genç şairin en büyük sorunu kendini var etmektir. Bu varolma savaşı en başta, kendi şiirini inşa etmek yolunda içine doğduğu şiir geleneğiyle hesaplaşmayı, kendine özgü bir şiiri kurmayı kapsar. Şair ister ortak birikimden yararlanma yolunu seçsin, ister bu birikimi yıkmayı, şiir geleneğiyle hesaplaşma ve kendi şiirini kurma çabası değişmez. Her şairin kendini inşa etmesi bu yolda gerçekleşir. Selma Cengiz ortak havuzdan beslenen şairlerden. Ancak bunu yaparken kendine özgü, farklı olanı da daha başından beri bir söyleme biçimi olarak kurabilen genç bir şair. Şimdiki Zaman'ı bu zamanın en genç şairlerinden Selma Cengiz'den okuyalım. Metin Cengiz 4-Çağdaş İngiliz Şiiri harika bir çeviriyle dilimizde. Şairlere, şiir severlere ve dünyayı merak edenlere sunulur. Yeliz Altunel’in 'Çağdaş İngiliz Şiiri' başlığı altında bir araya getirdiği şairler, son yüzyılın İngiliz ve İrlanda şiirindeki en özgün temsilcileridir. Bunlar arasında Robert Graves, Basil Bunting, Cecil Day-Lewis, Stephen Spender, John Betjeman, Stevie Smith, Dylan Thomas gibi adlar var. İkinci Dünya Savaşı sonrası öne çıkan bir sonraki kuşağın Philip Larkin, Thom Gunn, Ted Hughes, Geoffrey Hill ve Seamus Heaney gibi önemli adlarla bu seçki daha da zenginleşiyor. Eavan Boland. Carol Ann Duffy, Simon Armitage, Andrew Motion gibi son dönem şairlerden seçilen örnekler de bu dildeki şiirsel canlılığın sürdüğünü gösteriyor.Yeliz Altunel’in hazırladığı bu kitap, Britanya’da ve İrlanda’da yaşanan gerçekliğin şiir aracılığıyla nasıl yansıtıldığını gösteren ve bu alanda çalışan öğrencilere de yararlı olacak başarılı örneklerle dolu bir kitaptır. Cevat Çapan 5-Ve Metin Cengiz'den bir ustalık dönemi eseri: Hayat Bir Düş GÜL Şu imgemdeki biçimli bahçen Gidip gelemediğim geçmiş gibi Orada hep öyle güzel açacak Sonsuzluk içinde açacak İmgemdeki o bahçe ) |