Kitap Tanıtımı |
Yatalak şair doğrulmalı artık. Sırça köşkünden çıkıp sokakları gezmeli. "Şiiri hayattan, hayatı şiirden özümlemeli." İşte, Kızkulesi şiir cumhuriyeti değişik bir başkaldırı yoluyla, mısra bayrağını göndere çekiyor.
İki kıta arasında aşklara tanıklık yapmış Kızkulesi, bu kez barış yüklü şiirlerle dünya halklarını birleştirmek için çabalıyor. Tek yasası "Sınıfsız-sınırsız bir insanlığa ulaşmak" olan Şiir Cumhuriyeti´nde halk kitlelerinin sesi gürlüyor artık.
Son günlerde Kızkulesi üzerine işletme planları, çeşitli projeler atılıyor ortaya... Ayrıca Kızkulesi´ni Selimiye Kışlası´nın kuleleri arasına hapsetmeye ve kara çarşaf giydirmeye kalkışanlar da yok değil.
Biz, "hayır!" diyoruz. Sadece İstanbul´un değil, tüm dünyanın bu Cumhuriyeti yaşatmak için, şiirde simgeleşen Kızkulesi´ni bir kütüphaneyle, şairler müzesiyle ve değişik etkinliklerle canlandırmak, sanata duyarlı herkesin görevidir. Şair, insan haklarını yok etmeye çalışan akıntıya karşı, laf ile yürütülen peynir gemisininn güvertesinden tavır koymaz. Şairler, Kızkulesi Şiir Cumhuriyeti´nde bütün insanlığa tank paletlerinden kan kırmızısı yerine, ressamların paletlerinde çiçek açan uçsuz bucaksız evreni sunuyor. Ve "Kızkulesi´nin düş getiren pay senetleri, kısa günde kapış kapış gidiyor."
Elinizdeki bu kitap, son yılda çeşitli tartışmalara konu olmuş Şiir Cumhuriyeti olayını belgelere açığa kavuşturuyor.
(Arka Kapak) |