Kitap Tanıtımı |
Eğer beni tanımak istiyorsan, mezarlığa bakmaksın, beni anca realistiğene kavuşmuş kavukların içinde bulursun. Doğduğum memleket, hiç istemediğim bir yalandan ibaret. yüzüme beliren çizgiler, hatta sahteyle kaplanmış boyaların, hayatıma karşı çıkan düşüncelerim de benim realistliğe örnek, hayalperestliği seviyorum, bunun sebebi Tanrıyada beni tinselliğe iten insanlar, o yuzden, tavsiye istersen, gözlerini çevir; çünkü ben, ulaşamayacağınız ayın içerisinden erişiyorum karanlıklara, aslında herkese gösteriyorum doğruluğu; ama hatırlayacağınız gün yazın bir kenara dediklerimi; çünku sizin varacağınız gün beni bulamayacaksınız.Bundan dolayı seden çok ben istiyorum gerçeklerle yüzleşmenizi taşların başında konuşmmızı, merak etmeyin, sizleri göremeyeceğimi sanmayın, ben sizi karanlıkta avlanan bir kartal gibi görür bir Tanrı gibi izliyor olacağım. Belki de başrol tekrar ben olacağım fakat bilmiyorum ne zaman tekrardan adım atacağım hiçliğe?' derken, öyle mağrur ve öyle korkusuz ki Koşpınar, insanı tedirgin ediyor kelimeler arasında bir ipin üstündeki cambaz misali gezinmesı. Bana sesleniyor sana, size, bize...Her biriminin üstüne alınacağı tehditkar cümlelerini hoyratça savuruyor dünyaya. isyanı var içinde, acısı, bilimi, umudu. öğretmek istedikleri var, sesiyle ve kalemiyle ulaşmak istedikleri.Karanlıklar içerisinde yaşattğım umut ışıklarımla sesleniyorum adlar, remzi, kısa ve yolcu taşıyan bir taşıtın ıçerisindeyim, yönüm yok, pusulam yok, yıldızlara ağlayacak gücum yok. (Tanıtım Bülteninden) ) |