Kitap Tanıtımı |
Yaslandı ve tabutun içine baktı. Kızın kafası, kutunun kenarından düşen gölgenin
altında kalıyordu. Uzun saçları artık griydi. Gri, güzel ve kuru. Saçları, biraz insan etinin, eski,
kahverengi deri parçaları gibi yapıştığı kafatasının iki yanından sarkıyorlardı. Göz oyuklarında
bir şeyler vardı. Çok yakından bakmak istemedi. Omuzlarından artakalanların etrafında, bir
zamanlar beyaz bir kefen olduğunu tahmin ettiği sargılar vardı.
Rizzo, kurukafaya bakıp o güzel yüzün nereye kaybolduğunu merak edeceğini
sanıyordu. Henüz başlayan ereksiyon artık tamamen yok olmuştu. Üşüdü. Etrafında bir esinti vardı. Az sonra kussa pek de şaşırmazdı. Korku ve tiksintiden değil ama; bu yerin sinsice boğan
atmosferinden. Yüzyıllar boyu San Michele'in kapısından geçmiş her bir canlının yarattığı insan
tozu bulutunun içinde durmak gibi bir şeydi bu.
Genç bir Dngiliz olan Daniel Forster, yaz için bulduğu bir iste çalısmak için Venice
kentine gelir. Sehir, o büyülü mimarisi ve görünen kasvetinin çok ötesinde bir sırra ve
karanlık perdelerle örülü duvarlara sahiptir. Eski elyazmalarından olusan bir kütüphaneyi
kayda geçirip derlemekle uğrasmaya basladığı sırada, eski ve kayıp bir bestenin kayıtlarını
buluverir Daniel. Bu bulus, onu aldatmalarla örülü bir oyunun içine basrol oyuncusu olarak
çeker. Aradaki asırsal zaman farkına rağmen birbirinin içine örülmüs iki inanılmaz öykü,
karakterlerin uyumu ve anlatımın kıvraklığıyla, okuru iki kez sasırtacak bir macera.
Gerçekten inanılmaz... Karmasık ama büyüleyici bir kitap.
Sunday Times
İnanılabilir bir ürkütücülükte siddet sahnelerinin eklenmesi, sehrin romantizmle ilgili
ününe uygun olacak sekilde yeterli derecede romans barındırmasıyla,önünüze geldiğinde
istahınızı kabartan ve büyük lokmalarla birkaç yudumda yediğiniz bir yemek kadar görkemli
bir anlatı...
Tüm bunlar, Seytan'ın Gölgesi'nin neden kaçırılmaması gereken bir kitap olduğunu
ortaya koyuyor...
Dick Adler,Chicago Tribune
Bu süper heyecanlı bir kitap... Nic Costa değil ve Roma'da değil Venice'de geçiyor.
Ama yine ilk olarak Hewson bizi sehrin kalbine ve hassasiyetinin derinliklerine götürüyor. Bu
arada iki paralel hikâyeyi 250 yıl arayla, birlikte anlatıyor. Bütün bu birikenlerden hikâyeyi
kurarak, öyküyü iki zamanla birlikte bir cinayet, gizem ve kayıp saheser örgüsünde arıyor.
Margaret Connon-Globe&Mail -TORONTO |