Kitap Tanıtımı |
Yaşanırsa yazılır, yazılırsa okunur, okunursa yaşanırdı. Peki bir yazar okunurken, yaşanması için yazarak yaşayarak yazmak istediğinde sınırlarını ne kadar zorlayabilirdi? Alkan CEVHER, güçlü betimlerimi ve aşkın hissettirdiklerini harikulade bir kalemle anlatarak çocukluk arzusunu yerine getirdi. Son romanıyla mükemmel bir yazar olarak zirveye yerleşti. En büyük destekçisi, eşi Gazel CEVHER, aynı zamanda da onun en büyük hayranıydı. Fakat bir gün, kısır döngü gibi kendini tekrar ettiğini fark eden Alkan’a, aşkın hallerini, doğayı, mutluluğu yazmak yetmedi. Farklı duyguları, tutkuları yazmak istedi. Korkuyu, şehveti, çaresizliği, teslimiyeti, öldürme isteğinin tutkusunu, damarların hepsinden kurtulan kanı yazmak istedi. Başarısızlığının sürgünündeyken anladı ki tüm bunları yazabilmek için yaşamak, görmek, hissetmek gerekliydi. İşte o zaman, yazma tutkusundan doğan hastalıklı arzuları, onu ele geçirdi.Alkan’ın yazmak için yaptıklarını aklınız almayacak… (Tanıtım Bülteninden) ) |