Kitap Tanıtımı |
Sevgiliye söylenecek güzel sözleri, şairlerin kalemine, müzisyenlerin seslerine mahkûm etmezler, her fırsatta ve gerekirse sevgilinin kulağına fısıldarlar en güzel sözleri. Aşksız ve sevgisiz var olduğu söylenen bir dünyanın/ütopyanın/ve yaşamın yanılsamadan ibaret olduğunu düşünür. Sevgilinin gülüşünü ödünç alıp, kalbinin zimmetine geçirmez küçük bir buseyle; gülüşü sevgilisinin gamzesine eker bir aşk tohumu gibi. Düşünceleri şiirlere, romanlara ve öykülere gizlemeden olduğu gibi haykırır.
Göksel yalanlar ve yerel takiyyelere, allı pullu düşlerle ölüme hazırlayan uykulara, afyonlu sevgilerin sarhoşluğuna, dramatik cahilliklerin dedikodularına, rüyaların eylemde devingen olduklarına, intikam düşlerinin akıl dünyasının dostları olduğuna, büyük olduğunu iddia ettiği sevgisinin küçücük ve zahmetsiz mısralarda vücut bulduğuna, mertliğe sırt çevirebilecek bir aşkın kutsallığına inanmaz; yıldızsal bir parlaklık, güneşsel bir sıcaklık, sevgiseli bir samimiyet, imkânlı bir imkânsız ve insancıl bir yaşamak felsefesine inanır.
Kahverengi bir toprak gibidir. Bereketli olmasına bereketlidir, ama her zaman gökyüzünün mavi özgürlük rengine gıpta eder. Ana vasfında bir değer gibi, bağrına bastığı insanları çok sever. İşte bu nedenle bencillik nedir bilmez ve mavilikleri yeryüzü rengiyle değişmez.
Kısacası büyük tarih ırmağı gibidir; sel gibi akar, önüne çıkan bütün güzel duyguları içine katıp aşkın denizine sürükler.. Düşünceye özgürlük parolasıyla yola çıkanlar gibidir, aşk yolundan dönmez; ya gittiği yolda ölür, ya da hep ileri gider, ta ki aşkın sonsuzluğuna ulaşıncaya dek. |