Kitap Tanıtımı |
Her insan, ardında anlamlı bir iz bırakmak ister. Bunu yazarlıkla yapmaya çalışanların çoğunda sanat ve hakikatin sessiz mücadelesini görmek mümkündür. Bu sarmalda, her iki gerçeğin birisini öne alan yazar, bu gizemli kimyayı bozar ve orkestrayı amatör bir bando seviyesine düşürür. Bu eserde, hakikat ön plana çıkarken, bir yandan da insanı rahatsız etmeyen bir tertip varlığını okura sessizce hissettiriyor. Bu ise, eserin kalıcı ve insanlığa faydalı olma noktasında atılan önemli bir adım olma özelliğini taşıyor. Mesut Doğan Akıllı bir varlık olan insanın, anlamlı bir hayat sürdürmesi çok önemlidir. 'Yaşayacak bir niçini bulunan, hemen, her nasıla dayanabilir' diyen Bachmann, bunu çok güzel ifade etmiştir. İnsan, aklı kadarıyla, sorumlu tutulacaktır. Buna, 'Dağına göre kış,' demek, doğru olur. Ancak, aklımızı geliştirmek de bizim elimizdedir. Hiçbir hukuk sisteminde, bilmemek mazeret sayılmaz. Kişi, ‘Beni, musibete uğratma' deyip, dalgalı dünya hayatında, pasifliği de tercih edebilir, ‘Bana, musibeti atlatacak bilinç ve güç ver, beni dayanıklı kıl' deyip, aktifliği de. Kierkegaard, 'Benim için hakikati bulmak, uğrunda yaşamayı ve ölmeyi göze alacağım fikri bulmaktır,' der. Bulmak için aramak, aramak için de elbette, bilinç gerekir. Bu kitap, birbirinin ruh eşi olduğunu düşünen ve büyük bir aşkla birbirine bağlanan, iki sevgiliden birinin, sevdiğine mektuplar yazarak, onu yanlıştan vaz geçirme çalışmalarını anlatmaktadır. Hakikat yücedir. Kolay ve anlaşılır bir biçimde, hakikatin, ‘mektup tarzında' dile getirilişini, ilgiyle okuyacağınıza eminim. (Tanıtım Bülteninden) ) |