Kitap Tanıtımı |
Gözleri bembeyaz olan bu kişinin, göz bebekleri ya beyazdı ya da hiç yoktu. Buna rağmen nereye baktığının anlaşılması için göz bebeklerine ihtiyacı da yoktu. Gözleri baktığı noktaya sanki tonlarca ağırlık gönderiyordu. Campeus da gözlerini Zenger'inkilere dikmiş, gözlerinin içinde bir şeyler ararken içine Düzleşen Şehir'e bakarkenki bir duygu düştü. Hikayenin içindeydi fakat başında mı sonunda mı olduğunu artık karıştırıyordu. Bu da bildiği her şeyi anlamsızlaştırıyordu. Karanlıktan aydınlığa çıkmak ne kadar kolaysa aydınlıktan karanlığa çıkmak bir o kadar zordu. Ama son mu başlangıcı doğuruyordu yoksa başlangıç mı sonu? Zihninde bu da şüpheliydi. Kim bilir kaçıncı ömrüydü bu ve başlamak üzere olan büyük tufanda yitip gidecek kaçıncı bedeni... |